Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan "Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri, 2025" sonuçları, Artvin ve TR90 bölgesindeki yoksulluk gerçeğini gözler önüne serdi. Buna göre Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin ve Gümüşhane'yi kapsayan TR90 bölgesinde göreli yoksulluk oranı %7,9 olarak kaydedildi. Türkiye genelinde ise bu oran geçen yıla göre 0,6 puan düşüşle %13'e geriledi.
Araştırmada, eşdeğer fert geliri yöntemi kullanılarak hanehalkı büyüklüğü ve yapısı dikkate alındı. Medyan gelirin %60'ına göre hesaplanan yoksulluk oranı %20,6, medyanın %40'ı dikkate alındığında %6,2, %70'i dikkate alındığında ise %28,7 olarak belirlendi.
Hanehalkı tiplerine göre değerlendirildiğinde, çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanelerde yoksulluk oranı %3,9 olurken, tek kişilik hanelerde %5,4, tek çekirdek aileden oluşan hanelerde %12,9, en az bir çekirdek aile ve diğer bireylerin bulunduğu hanelerde ise %17,5 olarak hesaplandı.
Eğitim durumuna göre göreli yoksulluk oranları da dikkat çekti. Hiç okul bitirmeyenlerin %23,8'i yoksul olarak belirlenirken, lise altı eğitimlilerin %13,0'ı, lise ve dengi okul mezunlarının %7,5'i yoksulluk sınırında. Yükseköğretim mezunları ise %2,5 ile en düşük yoksulluk oranına sahip grup oldu.
Otomobil sahibi olma, tatil yapabilme ve beklenmedik harcamaları karşılama gibi kriterlerden en az 7'sini karşılayamayanların oranı 2024'te %13,3 iken, 2025'te %11,9'a geriledi.
Bölgesel bazda ise göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) %14,5 ve TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) %14,3 olarak belirlendi. En düşük oranlar ise TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) %4,6 ve TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) %6,3 olarak ölçüldü. TR90 bölgesindeki oran ise %7,9'da kaldı.
Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunan fertlerin oranı %27,9 olarak hesaplanırken, bu oran 0–17 yaş grubunda %36,8, 18–64 yaş grubunda %25,1, 65 yaş ve üzeri grupta ise %22,8 olarak belirlendi.
TÜİK'in yayımladığı veriler, yoksulluk göstergelerinde sınırlı düşüşler yaşandığını ortaya koyarken, bölgesel ve sosyo-ekonomik farklılıkların devam ettiğini gösteriyor.