Birleşmiş Milletler (BM), dünya genelindeki misyonlarının sürdürülebilirliği adına önemli bir karar aldı. Kuruluşun yürüttüğü dokuz misyonunda, kaynak yetersizliği nedeniyle barış gücü personelinin dörtte birinin geri çağrılacağı bildirildi. Konuyla ilgili açıklama yapan ismi belirtilmeyen bir BM yetkilisi, önümüzdeki süreçte ABD'den bir finansman desteği alınıp alınmayacağının da kesin olmadığını vurgulayarak, "Genel olarak, barış gücündeki ve polisliğimizdeki tüm personelin yaklaşık yüzde 25'ini teçhizatlarıyla birlikte ülkelerine göndermemiz gerekecek'' dedi. Bu durumun, görevlerde yer alan pek çok sivilin de etkilenmesine neden olacağı kaydedildi.
Etkilenen Güvenlik Görevlileri ve Sayıları
BM yetkilileri, durumun etkileyeceği güvenlik görevlilerinin sayısının 13 bin ile 14 bin arasında değişeceğini ifade etti. Barış misyonları içinde görev alan personelin büyük kısmının geri dönmesi, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması amacıyla yapılan çalışmalara darbe vurma riski taşımaktadır. Bu tür durumlar, dünyanın farklı yerlerinde barışı sağlamak için verilen çabaları zayıflatabilir. Barış gücü operasyonlarında yer alan personelin geri çağrılması, yalnızca askerlerin değil, aynı zamanda sivil personelin de görevden ayrılması anlamına geliyor. Bu gelişmenin, misyonların sürdürülebilirliğine olumsuz bir etki yapabileceği düşünülüyor.
Gelişen Barış Misyonları Üzerindeki Olumsuz Etkiler
BM'nin kaynak yetersizliği nedeniyle aldığı bu karar, sadece belirli bir bölgeyi değil, birçok uluslararası misyonu da içermektedir. Özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasındaki barış gücü, Güney Sudan, Sudan ile ortak yönetilen Abyei bölgesi, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Lübnan, Kosova, Orta Afrika Cumhuriyeti, Batı Sahara ve Golan Tepeleri gibi bölgelerdeki barış geçiş süreçleri olumsuz etkilenebilir. Barış gücü varlığı, bu bölgelerdeki çatışmaların önlenmesi ve istikrarın sürdürülmesi için kritik bir öneme sahiptir. Ancak, güçlerin önemli bir kısmının geri çağrılması, bu misyonların etkinliğini azaltarak, çatışma bölgelerinde yeniden bir güvenlik boşluğu yaratabilir.
ABD'den BM'ye Gelen Eleştiriler
ABD yönetimi, BM'nin barış gücü misyonlarına yönelik fonlama politikalarını sık sık sorguladı. Eski Başkan Donald Trump döneminde yapılan açıklamada, bu misyonlara sağlanacak 680 milyon dolarlık fonun, bir önceki yılki 1 milyar dolarlık ödemeden çok daha düşük bir miktar olduğu vurgulandı. Trump yönetimi, birçok kez BM'nin bütçe ve harcama politikalarını eleştirirken, gereksiz harcamaların azaltılması gerektiğini ifade etti. ABD Dışişleri Bakanlığı, BM'nin her bir programının etkinliğini inceleyerek, daha fazla ödenek sunulmadan önce değerlendirme yapılması gerektiğini belirtti. Bu durum, BM'nin kaynak yönetiminde daha dikkatli ve sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemesi gerektiğine dair bir çağrı olarak yorumlandı.
Geleceğe Dair Belirsizlikler
ABD'nin BM Büyükelçisi Mike Waltz, daha önceki bir televizyon programında, Beyaz Saray'ın BM'yi barışı teşvik etme, barış ortamını tesis etme ve savaşları önleme temel ilkelerine geri döndürmeyi hedeflediğini belirtmiştir. Bunun yanında, Trump yönetimi altındaki yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda, belirli barış misyonları için belirlenen fonların önemli oranda iptal edilmesi de dikkat çekmektedir. Bu, BM'nin gelecekteki finansal zorluklarını ve bunu aşmak için gerekli stratejileri geliştirmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Söz konusu durumlar, BM'nin daha etkin ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilmesi için önümüzde duraklar koymaktadır.