İlke Vakfı tarafından hazırlanan Hukuk İzleme Raporu, Karadeniz Bölgesi'nde trafik kazalarındaki artışın yalnızca can güvenliği açısından değil, aynı zamanda hukuki ve sigortacılık boyutlarıyla da yakından takip edilmesi gerektiğini gözler önüne serdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye genelinde bir milyon nüfusa düşen trafik kazası sayısı 2020–2024 döneminde düzenli bir artış gösterdi. 2020 yılında 22 bin 258 olarak kaydedilen kaza sayısı, 2024 yılı itibarıyla yüzde 62 artarak 36 bin 54'e ulaştı.
2024 yılı trafik kazalarının bölgesel dağılımında Marmara Bölgesi yüzde 23,4 ile ilk sırada yer aldı. İç Anadolu Bölgesi yüzde 18,8 ile ikinci sırada bulunurken, Karadeniz Bölgesi yüzde 16,5'lik oranla üçüncü sıraya yükseldi. En düşük kaza oranı ise yüzde 6,4 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kaydedildi.
Karadeniz Bölgesi'nin üst sıralarda yer almasının; dağlık coğrafi yapı, dar ve virajlı yollar ile artan araç yoğunluğu gibi etkenlerle bağlantılı olduğu değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu tablonun bölgenin trafik güvenliği açısından daha dikkatli ele alınması gerektiğini gösterdiğine dikkat çekiyor.
Raporda, trafik kazalarının yoğun olduğu bölgelerde sigorta uyuşmazlıklarının da arttığına vurgu yapıldı. Sigorta Tahkim Komisyonu verilerine göre 2024 yılında Marmara Bölgesi 343 bin 159 başvuruyla ilk sırada yer aldı. İç Anadolu Bölgesi'nde 97 bin 875, Ege Bölgesi'nde ise 52 bin 884 başvuru kaydedildi. Doğu Anadolu Bölgesi'nde 11 bin 669, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ise 34 bin 199 sigorta başvurusu yapıldı.
Karadeniz Bölgesi, hem kaza oranları hem de sigorta süreçlerindeki yoğunluk nedeniyle raporda izlenmesi gereken bölgeler arasında gösterildi.
İlke Vakfı Hukuk İzleme Raporu'nda, Karadeniz başta olmak üzere kaza oranlarının yükseldiği bölgelerde önleyici trafik politikalarının güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Raporda ayrıca sigorta süreçlerinin daha etkin ve erişilebilir hale getirilmesinin, kazalar sonrası yaşanan hukuki uyuşmazlıkların azaltılması açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı.
Bölgesel risklerin doğru analiz edilmesi, trafik güvenliğinin artırılması ve sigorta kaynaklı anlaşmazlıkların azaltılması için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.