Tarih: 12.12.2025 15:34

KKTC Merkezi Cezaevi’nde Kadın Mahkûmlara Psikoloji, Sağlık ve Sanat Atölyeleri

Facebook Twitter Linked-in

Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi (TOCAM) Haspolat'ta bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Merkezi Cezaevi'ndeki kadın mahkûmlara yönelik psikoloji, sağlık ve sanat alanlarında eğitim etkinliği gerçekleştirdi. "Birlikte Düşünelim, Birlikte Öğrenelim" sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikte, üniversitenin öğretim üyeleri, KKTC Merkezi Cezaevi'nde bulunan 25 kadın mahkumun katılımıyla atölye çalışmaları da düzenledi.
Eğitimler kapsamında, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özen Aşut, "Kapalı Ortamlarda Sağlığı Koruyucu Önlemler" başlıklı bir sunum yaparken, Yakın Doğu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tijen Zeybek ise "Duygusal Denge ve Stresle Baş Etme Yolları" üzerine öneriler sundu. Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fatma Miralay ise iki hafta boyunca yürütülen "Kadınlar için Sanat Terapisi Atölyesi" ile katılımcılara dönüştürücü bir deneyim sağladı. Etkinlikte ayrıca, katılımcıların merak ettikleri konular üzerine soru-cevap oturumları da düzenlendi.

Doç. Dr. Ayça Demet Atay: "Eğitimlerle kadın mahkûmların yaşamlarına dokunmak istedik"
Topluma katkı yapan çalışmaları hayata geçirmeyi amaçladıklarını belirten Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Doç. Dr. Ayça Demet Atay, "Biz akademisyenler fildişi kulelerde oturmuyoruz. Yaşamın içindeyiz, çalışmalarımızla yaşamlara dokunuyoruz" dedi. Özellikle kırılgan ve dezavantajlı kesimlere yönelik çalışmalara öncelik verdiklerini belirten Doç. Dr. Ayça Demet Atay, "Merkezi Cezaevi'ndeki kadın mahkûmlara yönelik çalışmalarımız bu ilke doğrultusunda hayat buldu. Verdiğimiz eğitimlerle kadın mahkûmların yaşamlarına dokunmak istedik ve çok olumlu geri dönüşler aldık. Suç sadece bireysel değildir, toplumun ve içinde yaşadığımız düzenin de suçun oluşumunda etkisi büyüktür. Bu sorumluluğu hayatın her alanında paylaşmamız gerek" ifadelerini kullandı.

Nerede olursa olsun, her insan temel haklara erişmeli
Üniversitelerinin toplumla bağ kurarak ihtiyaç duyan kesimlere toplumsal bir görev bilinciyle dokunduğunu belirten Prof. Dr. Özen Aşut ise "Üniversitenin topluma karşı sorumluluğu var, bu çalışmalar yalnızca kadınlarla sınırlı kalmamalı, erkek mahkumlar da unutulmamalıdır" dedi. Yrd. Doç. Dr. Tijen Zeybek de çalışmanın beklediğinden daha etkileyici bir sonuç verdiğini belirterek "Programda ortaya çıkan etkileşim ve paylaşım beklediğimden de güzeldi" dedi. "Hepimizin hikayesi farklıydı ama insan ve kadın olmanın ortaklığında buluştuk" ifadelerini kullanan Yrd. Doç. Dr. Zeybek, "Birbirimize iyi geldik ve yeniden bir araya gelmek için sözleştik" dedi.
Cezaevindeki sanat çalışmasının kendisi için çok özel bir deneyim olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Fatma Miralay ise "Pek çok projede yer aldım, ancak burada kadınlarla bir araya gelmek ve birlikte sanat üretmek bambaşka bir anlam taşıyordu" dedi. Dayanışmanın sessiz ama güçlü etkisini ilk kez bu kadar derinden hissettiğini belirten Doç. Dr. Miralay, "Kelimelerin duvarlar arasında umuda dönüştüğüne tanıklık ettim, paylaşılan küçük mutlulukların bile ne kadar değerli olduğunu gördüm. Nerede olursa olsun, her insanın temel haklara erişmesi gerektiğini bir kez daha anladım" ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —