Yabancı diziler artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Artık herkesin bir baş ucu kitabı olduğu gibi mutlaka izlediği bir yabancı dizi de var. Pek çok kişi her gün Google'a girip 'yabancı dizi önerisi' veya 'dizi önerileri' gibi ar
1. İzlemenizi istediğim ilk dizi tavsiyem Counterpart ismindeki bi bilim kurgu dizisi...
Başrolünde nefis film Whiplash'ten de tanıdığımız Oscar ödüllü J.K. Simmons'ın yer aldığı bu dizi, tam olarak ne iş yaptığını bilmeden her sabah kalkıp bir binada bazı evrakların üzerindeki cümleler üzerinde çalışmalar yapan bir adamın yaşadıklarını konu alıyor. Siz 'Ee Kaan bilim kurgu bunun neresinde?' demeden söyleyeyim; Dizide, Dark dizisindeki gibi bir zaman yolculuğu söz konusu. Eğer bu cümlem sizi biraz heycanlandırdıysa ve bu diziyi ilk kez burada duyuyorsanız mutlaka bir şans verin derim. Dizi yüksek başlıyor, sonra temposunu biraz düşürüyor fakat sabrettiğinizde tekrar toparlayıp çıtayı da bir hayli yukarıya çıkarmayı başarıyor. 'Kaan demişti' dersiniz...
(2 Sezon 3 Bölüm)
2. Sıradaki tavsiyem ise Gangs of London ismindeki bi suç dizisi...
Dizimiz, günümüz Londra'sında tüm yeraltı ağını elinde tutan bi aileyi ve bu organizasyonların başında olan güçlü bi adamı konu alıyor. Fakat bu adamın tehlikeye girmesiyle tüm sistem büyük bi sorunla karşılaşıyor. İşte dizi de Londra mafyasındaki bu karmaşık dengeleri konu alıyor... Dizideki dövüş, saldırı ve baskın sahneleri gerçekten çok başarılı. Hatta seyir keyfi o kadar yüksek ki, izlerken bi yandan da bitiyor olduğunu düşünüp defalarca üzüldüm bile diyebilirim. Kısacası Londra'dan Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünyaya uzanan bi suç ağını izleyeceksiniz, bence bi şans verin derim.
(9 Bölüm)
3. Bu dizide herkes kör: SEE!
See ismindeki bu dizi, herkesin KÖR olduğu bi dünyayı konu alıyor. Dünyayı saran bi salgın tüm nüfusu öldürüyor ve kalanlarda da kalıcı bi körlük bırakıyor. İşte dizimiz de geride kalan bu az insan topluluğunun bu yeni dünyaya nasıl uyum sağladığını
bize aktarıyor... Eğer siz de benim gibi kıyamet sonrası dünya konulu yapımları sevenlerdenseniz bu dizi tam olarak aradığınız şey. Kaçırmayın derim.
(2 Sezon 16 Bölüm)
4. 'Good Omens' ismindeki bu tavsiyem ise bu listedeki en uçuk, en ilginç dizi olabilir!
Benim hem atmosferi, hem oyuncuları, hem de göndermeleriyle çok kaliteli bulduğum bu dizi, yaklaşmakta olan kıyameti ve bu süreçte melekler ve iblislerin yaşadıklarını konu alıyor. Eski bi roman uyarlaması olan dizi, hem kara mizah hem de bolca fantastik olaylar içeriyor. Eğer biraz tarih bilginiz de varsa şöyle eğlenceli bi şeyler izlediğinizi düşünürken birden yakaladığınız göndermeleri fark edip bu dizinin aslında çok sağlam bi yapım olduğunu fark edeceğinize eminim.
(6 Bölüm)
5. Sadece 3 bölüm: Childhood's End...
Bu dizi ise Bilim kurgunun babası olarak bilinen Arthur C. Clarke'ın 1953 tarihli romanından uyarlama... Benim çok sevdiğim fakat tavsiyem ile izleyen birkaç kişiden pek de beklediğim geri dönüşü alamayınca üzüldüğüm 3 bölümlük bu bilim kurgu dizisi, dünyayı kontrol altına alıp tüm insanlığı yeni bi çağa taşımayı vadeden bi uzaylı ırkını ve sonrasında yaşananları konu alıyor... 'Acaba bizi öldürecekler mi?' , 'Yoksa gerçekten de bizi düzeltmeye mi geldiler?' diye düşünen insanoğlunu izleyin ve kendinize şunu sorun; Ya gerçekten her şey bu dizideki gibi olsaydı?....
(3 Bölüm)
6. Zaman yolculuğu: 11.22.63...
8 bölümlük bu nefis yapım da özellikle içindeki 'zaman yolculuğu' ile benim gönlümü kazanmayı başaran yabancı dizilerden biri... Dizimiz, zamanda geri giderek
John F Kenedy suikastini engellemeye çalışan bi öğretmenin yaşadıklarını işliyor. İşler buraya kadar tıkırında ilerlerken adamımızın karşısına çok farklı engeller çıkıyor ve işler pek de yolunda gitmiyor... Hala izlememiş olanları görünce önce üzülüp sonra da 'Ah şimdi ilk kez izliyormuş gibi izlemek vardı..' diye iç geçirdiğim bu diziye mutlaka bi şans verin derim.
(8 Bölüm)
7. Modern Game of Thrones: Succession!
Ya size Game of Thrones'un modern, günümüz dünyasında geçen bi hali var deseydim? Taht kavgaları, entrikalar, paylaşılamayan büyük hazineler ve dahası... Succession ismindeki bu nefis dizi dünyanın en büyük 5 medya devinden biri olan dev bir şirketin sahibi olan Roy ailesinde dönen entrikaları konu alıyor. Büyük patron olan Baba roy sağlık sorunları yaşayınca çocukları bir taht kavgasına düşüyor ki sormayın. Dizinin %70'i diyaloglardan oluşuyor. Fakat bu gözünüzü korkutmasın çünkü dizi öyle bir akıyor, öyle bir sarıyor ki her bölümden sonra 'Bana özel helikopterimi çağırın' dememek için kendinizi zor tutuyorsunuz. 'Kaan demişti dersiniz...'
(3 Sezon 29 Bölüm)
8. Her bölümü 20 dakika: I am not Okay With This
Bu diziyse her biri 20 dakikalık bölümlerden oluşuyor. Dizimiz, babasını trajik bi şekilde kaybeden liseli bi kıza odaklanıyor. Gencimiz ergenlikle mücadele ederken bi yandan da kendinde fark ettiği tuhaflıklar onu çok farklı bi dünyanın içine çekmeye başlıyor. Sağda solda pek konuşulmadığına şahit olduğun bu diziyi de bu listeme almak ve size önermek istedim. Bana sorarsanız bi şansı hak ediyor, karar sizin.
(7 Bölüm)
9. Sıradaki tavsiyem ise bir mini dizi: Bodyguard...
Çoğu kişinin gözden kaçırmış olduğunu düşündüğüm 6 bölümlük bu dizi, üstün başarısı nedeniyle terfi ederek iç işleri bakanının özel koruması olarak görevlendirilen genç bi savaş gazisini ve kendini içinde bulduğu politika dünyasını konu alıyor. Benim 'tüketmesi keyifli' diye bahsettiğim yapımlardan biri olan bu dizi bence bi şansı hak ediyor.
(6 Bölüm)
10. Bir gecede biter: Unorthhodox!
Bu diziyse gerçek bir hayat hikayesini konu alan bi Netflix mini dizisi. Sadece 4 bölümden oluşan bu dizi, New York'un bi bölgesindeki Yahudi topluluğu içinde yetişen genç bi kızın yaşadıklarını konu alıyor. Fakat kendini bi türlü bu dünyaya ait hissetmeyen kızımız bi cesaret çıktığı yolda çok güçlü adımlar atmaya çalışıyor. Aksiyon dolu bi şeyler aramasın gözleriniz, çünkü dizi yavaş tempolu fakat etkileyici bi şekilde ilerliyor. Tadı damağımda kalan dizilerden. Hala izlemeyenlerdenseniz bi göz atın derim.
(4 Bölüm)
11. Başrolde bir Türk var: Kalifat...
8 bölümlük bu dizide ise başrolde Türk bi oyuncu olan Gizem Erdoğan'ı izliyoruz. Dizi, 2 farklı dünyada geçiyor. Birden Suriye'de şeriatın tam ortasında bir kadının ayakta kalma çabasını izlerken birden İsveç'te yaşayan birkaç gencin beyinlerinin nasıl yıkandığına şahit oluyoruz. Dizi, yaşanan gerçek olayları temel aldığı için bir diziden çok gerçekten o an oralarda yaşanan
olayları izliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Biraz 'gerçek' bi şeyler izlemek istiyorsanız adresiniz bu dizi diyebilirim.
(8 Bölüm)
12. Ve son tavsiyem: The Lost Room...
6 bölümden oluşan bu mini dizi, fantastik konusuyla izleyene 'hiç bitmesin' dedirtmeyi başarıyor. 1960'lı yıllarda bi oteldeki bi oda, içindekilerle birlikte kayboluyor. Bu odanın içindeki nesneler, başta da anahtarı olmak üzere doğaüstü güçlere sahip oluyor. E tabi bu müthiş nesnelerin peşine düşen insanlar da ortaya çıkınca dizi hem eğlendiriyor hem de koşturmacaya doyuruyor.. Bende yeri çok ayrı olan bu diziye de bu listede yer vermek istedim. Hala izlemediyseniz mutlaka ilk göz atacağınız dizilerden biri bu olsun derim.