25. Kare Tekniği Nedir? 25. Kare Tekniği Nasıl Kullanılır?

Sinemalarda gördüğümüz bir filmde ya da televizyonda gördüğümüz bir programda frame 25 teknolojisi sayesinde subliminal mesaja maruz kalarak manipüle edilebilir miyiz? Meşhur 25 kare tekniği gerçekten işe yarıyor mu ve subliminal mesajlar

AKTUEL 19.02.2023 11:26:46 0
25. Kare Tekniği Nedir? 25. Kare Tekniği Nasıl Kullanılır?

Sevgilinizle sinemaya gittiniz. Romantik bir aşk filmi izlerken film arasına birkaç dakika kala canınız patlamış mısır ve kola almak istedi. Halbuki hiç de aklınızda yoktu. Aynı şekilde evde kendi halinizde oturup televizyonda bir program izlerken beklenmedik anda dondurma yeme isteğiyle yanıp tutuşmaya ya da daha da kötüsü birini öldürme düşünceleriyle dolmaya başladınız. 25. kare tekniğinin bunları yapabileceği iddia ediliyor.

25. kare, subliminal mesajlar, bilinçaltını kontrol edebilen görüntüler ve daha nicesi pek çok insanın en büyük kabuslarından bazıları. Haklılar da çünkü farkında bile olmadan beyninin yıkanmasını kimse istemez. Peki, tüm bunlar doğru mu? Gerçekten 25. kare tekniği ile bir insanın bilinçaltına farklı düşünceler yerleştirmek mümkün mü? Bu konudaki şehir efsanelerine ve bilimsel gerçeklere yakından bakalım.

25. kare tekniği nedir?

Tüm bu şehir efsanelerini doğuran 25. kare tekniğine göre insan gözü saniyede yalnızca 24 kare görebiliyor ve bundan fazlası bilince işlenmiyor. Ancak bu 24 kareye eklenen gizli bir 25. karede bulunan herhangi bir mesaj, direkt olarak kişinin bilinçaltına nüfus ediyor ve onun bu mesajı içselleştirmesini sağlıyor.

25. kare dediğimiz aslında bir subliminal mesaj örneğidir. Çizgi filmlere illuminatinin yerleştirdiği düşünülen yazılar, filmlerde uygulanan 25. kare tekniği, kelime aralarına gizlenmiş harfler, dolar üzerinde bulunan işaretler ve çok daha fazlasının birer subliminal mesaj olduğuna inanılıyor. Bu mesajlar basit reklamlar olabileceği gibi insanları farklı bir partiye oy vermeye hatta bir cinayete bile yönlendirebilir. 

Meşhur 25. kare reklamı ve gerçekler:

ddialara göre 25. kare tekniğinin ortaya çıkışı 1957 yılına dayanıyor. Bir iş insanı olan James Waikerie, New Jersey’deki bir sinema projektörüne 25. kareyi ekliyor. Eklenen 25. karede ‘Kola iç! Patlamış mısır ye!’ yazıları bulunuyor. Sonuç mu? O gün kola ve patlamış mısır satışlarında %17 artış görülüyor. 

O yıldan sonra James Waikerie, 25. kare tekniğinin patentini alıyor. Patent üzerinden toplamda 38 milyon dolardan fazla para kazandıktan sonra 1974 yılında patent üzerindeki hakkını ansızın serbest bırakıyor. İlluminati olaya el koymuş olabilir mi?

İlluminatinin konuyla ilgisi yok çünkü bu hikaye tamamen kurmaca. Satışlar incelendiği zaman ortada herhangi bir artış olmadığı ortaya çıktı. Bu hikaye 25. kare tekniğinin değil, James Waikerie isimli reklamcının yapmış olduğu başarılı bir viral reklamın hikayesidir. Zaten kendisi de daha sonra bu durumun gerçek olmadığını itiraf etmiştir. Yoksa İlluminati?

25. kare tekniği dünyanın en çok inanılan yalanlarından biri:

Delinin biri kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış atasözümüzde olduğu gibi 25. kare tekniğini ortaya çıkaran kişi bile bu durumu yalanlamasına rağmen yıllardır pek çok insan bu tekniğe ve subliminal mesaj kavramına inanıyor. Bu duruma o kadar gönülden inanıyorlar ki devletleri bile ikna etmeyi başardılar.

İnsanların %70’inin inandığı subliminal reklam kavramı o kadar korkutucu boyuta ulaştı ki 1974 yılında Amerika Birleşik Devletleri Federal İletişim Komisyonu subliminal reklamları yasaklama kararı aldı. Hatta ülkemiz dahil onlarca farklı ülke de bu karara uydu ve şirketlerin subliminal reklamlar yayınlamasını yasakladı. Peki, subliminal mesajlar gerçekten var mı ve işe yarıyor mu?

Subliminal mesaj deneyleri ve başarısız sonuçlar:

Eğer insan, 1 milisaniyenin altında bir uyarıcının etkisi altında kalırsa bunu ne bilincinde ne de bilinçaltında algılayamaz. 3 milisaniye ve üzerindeki uyarıcılar ise bilinçdışı olarak algılanır. 40 - 60 milisaniye arasında etkisi altına kalınan uyarıcılar ise subjektif eşiği aşarak bilincimiz tarafından algılanmaya başlar. 

Tüm bu bilgiler ışığında deneyler yapan bilim insanları, subliminal mesaj yönteminin gerçekten işe yarayıp yaramadığını ortaya çıkarmaya çalıştılar. Tıpkı 25. kare hikayesinde olduğu gibi insanlara ‘Kola iç!’, ‘Dondurma ye!’, ‘Şu şarap markasından al!’ gibi subliminal mesajlar içeren yayınlar izletildi ve dinletildi. Hatta bir haber kanalı, siyasetçi Al Gore’u kötülemek için bürokrat kelimesinden önce bir anlığına ‘Sıçanlar’ kelimesini gösterdi.

Eğer deney sonuçlarına illuminati müdahale etmediyse tüm bu mesajların işe yaramaz olduğu ortaya çıktı diyebiliriz. Yapılan deneylerden hiçbirinde subliminal mesajların düşünüldüğü kadar etkili olduğunu ortaya koyan sonuçlar elde edilmedi. Yani 25. kare tekniği ve benzeri subliminal mesajların direkt olarak bilinçaltımızı etkilediğine dair hala elle tutulur verilere sahip değiliz.

Yapılan tüm deneylerde subliminal mesajın etki oranını ortaya koyması için bir hedef belirlendi. Bu hedefe göre 25. kare ve benzeri mesajlar beklenenden 10 kat daha az etkili oldular. Bunun anlamı, subliminal reklamların normal reklamlardan bile az etkili olduğudur. Hatta belki de hiçbir etkileri yoktu.

25. kare ve benzeri subliminal mesaj söylentilerine neden inanıyoruz?

Sanıyoruz hayat biraz sıkıcı ve insanlar sinema salonlarında yalnızca güzel koktuğu için mısır aldıklarını kabul etmek istemiyor olabilirler. Bunun yerine dünyayı yöneten gizli bir örgütün çizgi filmlerde, paraların üzerinde, sinema salonlarında, izlediğimiz televizyon programlarında ve filmlerde bazı gizli mesajlar vererek bizi manipüle ettiğini düşünmek, çok daha macera dolu bir hayat anlamına geliyor.

Her şeye rağmen subliminal mesaj yoktur diyemiyoruz. Çünkü uyku sırasında yabancı dil öğrenme, sigarayı bırakma, yeni alışkanlıklar kazanma ya da bırakma gibi yöntemler hala pek çok kişi üzerinde etkili olabiliyor. Ancak kimsenin elinde deneylerle ispatlanmış veriler olmadığı için 25. kare ve benzeri subliminal mesajlara inanmak için hiçbir sebep yok.

Yapılan deneylerde bile hiçbir zaman, hiçbir etki altında olmayan insanlar üzerinde araştırma yapılmadı. Zaten o insanlar bir şeylere meylediyorlardı ve mesaj tam da bunun üzerine geldi. Şartlar bu kadar iyileştirilmişken bile mesajların etkili olmaması, subliminal mesajlara inanmamak için başka bir sebep. Belki de asıl korkmamız gereken araba alırsak daha çekici, kola içersek daha mutlu olacağımızı söyleyen reklamlardır ne dersiniz?

Komplo teorilerinin vazgeçilmez konusu olan 25. kare tekniği nedir, gerçekten işe yarıyor mu, subliminal mesajlar gerçek mi gibi merak edilen soruları yanıtladık ve doğru bilinen yanlışlardan bahsettik. Subliminal mesajlar hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.