Toplumun genelini etkileyen birçok hastalığın kadınlarda daha sık görüldüğü biliniyor. Yapılan son araştırmalar, alzheimer hastalığının da kadınlarda görülme riskinin arttığını ortaya koyuyor.
Stresin beyin üzerindeki etkilerini araştıran çalışmalardan biri, öncelikle stresin kadın beynini farklı şekilde etkilediğini ortaya koydu. Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacıları tarafından yürütülen ve Brain dergisinde yayınlanan çalışmada, erkek ve dişi kemirgenlerin büyük miktarda strese maruz kaldıklarında beyin aktiviteleri karşılaştırıldı. Stres üzerinde yapılan bu çalışma, aynı zamanda Alzheimer ile de ilişkili bazı etkilerin keşfedilmesini sağladı.
Araştırmacılar, erkek ve dişi fareleri ayrı ayrı 22 saat boyunca izlediler ve beyinlerindeki “amiloid beta” düzeylerini ölçtüler. Amiloid beta, stresle etkilenen ve aynı zamanda Alzheimer ile de yakından ilişkili görülen bir madde.
Deney farelerine deney süresince belirli bir miktar stres faktörü uygulandı ve farelerin kanındaki stres hormonlarının seviyesi de ölçüldü. Her iki cinsiyetin de aynı miktarda stres yaşadığı gözlemlendi ancak, erkek farelerin beyinlerinin stresli duruma dişi farelerden oldukça farklı şekilde tepki verdiği de anlaşıldı. Hem erkek hem de dişi fareler deneyimi eşit derecede stresli bulsa da, dişilerde amiloid beta seviyeleri, stresli durumu yaşadıktan sonraki ilk iki saat içinde önemli ölçüde yükseldi. Ek olarak, izleme süresi boyunca seviyeleri yüksek kaldı. Bununla birlikte, erkeklerde çoğunlukla amiloid beta seviyelerinde bir değişiklik gözlemlenmedi.
Bu çalışma aslında erkek ve kadın beyinlerinin temelde stresi tamamen farklı şekilde işlediğini kanıtlamış oldu. Dişi kemirgenlerin, artan amiloid beta düzeyleriyle bağlantılı olan stres hormonunu alan nöronlara sahip olduğu görülürken, erkek kemirgenlerde bu nöronlara rastlanmadı ve dolayısıyla stres hormonunu daha az salgıladılar.
Bu temel farkın insanlarda var olup olmadığı veya insanlarda bu kadar belirgin olup olmadığı net olmasa da, çalışma stres söz konusu olduğunda erkekler ve kadınlar arasındaki biyolojik farklılıkları gösteriyor.
Araştırmanın yazarı ve nöroloji doçenti John Cirrito, bulguları 'Hem farelerde hem de insanlarda hücresel düzeyde strese nasıl tepki verdikleri konusunda erkekler ve dişiler arasında temel bir biyolojik fark var' şeklinde özetliyor. 'Alzheimer hastalığında cinsiyet farkını yönlendiren tek faktörün stres olduğunu düşünmüyoruz. Erkekler ve kadınlar arasında hormonlar, yaşam tarzları ve sahip oldukları diğer hastalıklar açısından muhakkak katkıda birçok başka farklılıktan da söz edilmeli.”
Alzheimer hastalığının stresle bağlantısını ortaya koyan başka akademik çalışmalar da mevcuttu. Ancak bu araştırma, kadınlara neden erkeklerden daha fazla hastalık teşhisi konduğuna dair önemli bir veri elde etmiş oldu. Strese verilen tepkileri incelerken, biyolojik cinsiyet farklılıklarını da önemli bir faktör olarak değerlendirmek gerektiği böylece daha güçlü bir şekilde açığa çıktı.
Türkiye’de 300 ila 500 bin, dünyada ise (Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre) 55 milyondan fazla Alzheimer hastası olduğu biliniyor. Genellikle 60 yaşından sonra ortaya çıkan bu nörolojik rahatsızlık, kişinin yaşam kalitesini doğrudan etkilediği için önemli bir halk sağlığı meselesi de. DHA’ya konuşan Uzm. Dr. Didem Er, hastalığın kadınlarda 2 kat daha fazla görüldüğünü de altını çizerek, aynı zamanda birinci dereceden akrabasında Alzheimer hastalığı bulunan kişilerde riskin 4 kat daha fazla arttığını ifade ediyor. Yoğun strese maruz kalmanın yanı sıra kötü beslenme, sigara ve alkol kullanımı gibi faktörler de hastalığın görülme riskini artıran etmenler arasında.