Toplumun temeli aile, ailenin temeli kadındır. Dünyadaki en zor mesleklerin başında gelen insan yetiştirme sanatının en güzeli “anne” sıfatıyla kadınlar tarafından icra edilmektedir. Kadınların aile içinde “anne” olmakla başlayan fedakârlık, sevgi, saygı, hoşgörü, birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma duyguları toplumu olumlu yönde etkileyen en önemli güçtür. Kadınlarımız her daim hak ettikleri konumda ailenin ve toplumun merkezinde yer almışlardır. Eğitimden sağlığa, siyasal yaşamdan, iş dünyasına kadar üstlendikleri sorumluluklarla Türk Milleti’nin geleceğe güvenle bakmasının teminatı olmuşlardır. Bu bakımdan kadınlarımıza ne kadar fırsatlar sunabilirsek, toplum olarak o oranda güçleneceğimiz kanaatindeyim.
Türk kadınları özellikle bu toprakların vatan kılınması adına eşsiz mücadeleler vermiş; vatan, bayrak ve millet sevdasıyla yetiştirdikleri evlatlarını cepheye göndermekle kalmamış, bu uğurda gerektiğinde düşmana karşı bizzat kendileri savaşmışlardır. Nitekim Nene Hatun, Kara Fatma, Şerife Bacı gibi nice Türk kadını şanlı tarihimizin kahramanlık sayfalarında kahramanlıklarıyla yerlerini almıştır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk: “Bir toplum aynı gayeye bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse, ilerlemesine ve medenileşmesine teknik bakımdan imkân, ilmi bakımdan ihtimal yoktur." diyerek Türk kadınına sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, iş dünyasında, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasının yolunu açmıştır.
Günümüzde ekonomik, sosyal ve siyasal alandaki etkinlikleri her geçen gün artan, hayatımıza var oluşları ve emekleriyle anlam katan tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en kalbi duygularla kutluyor, tüm kadınlarımızı saygıyla selamlıyorum.