Karara tepki gösteren Avukat Halis Yıldırım, “Hanlı HES, iki kez Danıştay’dan geçip kesinleşmiş olmasına rağmen ve çalışmanın durdurulmasına rağmen, bu kez de kapasite büyütülerek ‘ÇED olumlu’ kararı verildi. Burada bir damla suyun bile HES’lere gitmemesi gerekir. Yeniden bir mücadele süreci başlıyor ki bu kez daha da güçlü bir mücadele olacaktır. Buradaki HES, sadece Şavşat’ı ilgilendirmiyor; bütün bölgeyi ilgilendiriyor” dedi.
Artvin’de 1999-2003 yıllarında Artvin’de valilik yapan Selahattin Akyurt’un sahibi olduğu Akyurt Enerji Üretim A.Ş. tarafından Artvin Şavşat’ta yaptırılması istenen ve doğrudan 28 köyü etkileyecek olan Hanlı HES Projesi, Danıştay 6. Daire tarafından iptal edilmişti. Buradaki HES'i Hanlı Enerji'ye satan firma, sonrasında ise Hanlı köyünde bilgilendirme toplantısı yaptırmak istemişti.
Köylüler toplantıyı ve firmayı protesto ederek bilgilendirme toplantısını yaptırmamış ve bölgede de çalışma durmuştu. Danıştay tarafından Hanlı HES için ÇED olumlu kararı verildi.
Avukat Halis Yıldırım, süreci şöyle değerlendirdi:
"Hanlı HES, iki kez Danıştay’dan geçip kesinleşmiş olmasına rağmen ve çalışmanın durdurulmasına rağmen, yeniden ÇED olumlu kararı verildi. Bundan sonra maalesef en başa dönerek dava süreci yeniden başlamış oluyor.
Büyük bir hukuksuzluk olduğunu yıllarca haykırdık. İki kez, mahkeme kararından geçmiş bir dosya. Ama ne yazık ki, bu kez de kapasite büyütülerek ‘ÇED olumlu’ kararı verildi. Yeniden, dava süreci başlamış oldu.
Şavşat’ta kaymakamlık ve Artvin’de valilik yapmış Selahattin Akyurt, şimdi şirketin ismini değiştirmiş. Aileden birisinin başkanlık yaptığı başka bir isimle fakat aynı projeyle başka bir şirket ismiyle çalışması sürdürülüyor. Bilebildiğim kadarıyla gerek Şavşat Belediyesi’nin ve gerekse başka kurumların da bu kez dava için müdahil olma isteği var. Şavşat’ın yaz kalabalığını gezdiğinizde görüyorsunuz ve doğal olarak burada kooperatifler kuruluyor ve insanlar tarımsal ürünler üretiyor ki, burada bir damla suyun bile HES’lere gitmemesi gerekir. Bu nedenle de yeniden bir mücadele süreci başlıyor ki bu kez daha da güçlü bir mücadele olacaktır. Aslında buradaki HES sadece Şavşat’ı ilgilendirmiyor aynı zamanda bütün bölgeyi ilgilendiriyor, işte bu yüzden de ciddi bir itiraz yükseleceğine inanıyorum.
Hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecek ama adaletsizliğin en yüksek noktada gerçekleştiği bir süreçteyiz. Adalete olan inanç çok düşük seviyelerde derken sadece hukuki mücadelenin bu süreci kavrama noktasında sorunlu olacağını düşünüyorum. Halkın yaşam hakkının savunması konusunda itirazını daha yükseltmesi ve meşru fiili mücadeleyi de yaşam hakkına sahip çıkma temelinde değerlendirilmeli. Ve sadece insanların değil tüm canlıların yaşam hakları noktasında sesin yükseltilmesine inanıyorum. Hem hukuki mücadeleyle hem de yaşam hakları için insanların mücadelesinin sonuna kadar yükseltmesi olumlu bir sürece evriltebilir bizi."