ABD Gıda ve İlaç Dairesi geçtiğimiz hafta yiyeceklerdeki tuz miktarının azaltılması çağrısı yaptı. Türkiye’deki tuz tüketimi ise hâlâ önerilenin çok üzerinde. Peki aşırı tuz tüketimi hangi hastalıkları tetikliyor?
Tuz tüketiminize dikkat ediyor musunuz? Sadece tükettiğimiz tuz miktarını azaltmamız yetmiyor, etrafımızdakiler için de bu konuda farkındalık yaratmak önemli. Çünkü tuz tüketiminin sağlık üzerinde pek çok etkisi var.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) geçtiğimiz haftalarda sodyum alımını kısıtlamak amacıyla zincir restoranları ve gıda üreticilerini ürünlerindeki tuz içeriğini gönüllü olarak azaltmaya çağırdı. Hedef ise günlük sodyum alımını 3 bin 400 miligramdan (mg) 3 bin miligrama düşürmek. Bu da basit bir hesapla günlük 7.5 gram tuza denk geliyor. Yani sodyum alımında yüzde 12’lik bir düşüş olarak düşünebilirsiniz. Tek bir çay kaşığı sofra tuzu 2 bin 300 mg sodyum içerdiğini hatırlatmakta fayda var.
Peki, sizce beslenmenizdeki sodyum nereden geliyor? Birçok kişinin ilk cevabının masadaki tuzluklar olduğunu tahmin edebiliyorum. Oysa masadaki tuzluktan çok daha derin bir mesele var arkada. Beslenmenizdeki sodyumun yüzde 70’i mutfak masalarındaki tuzluklardan gelmiyor. Paketlenmiş gıdalar, işlenmiş gıdalar ve hazır yemeklerden oldukça fazla miktarda sodyum alıyoruz.
NE KADAR TÜKETİLMELİ?
Dünya Sağlık Örgütü ise hipertansiyon ve kalp hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı hastalıklardan korunmak amacıyla günlük 5 gramdan az tuz tüketilmesini öneriyor. Biliyorum tuz deyince çoğunuzun aklına genellikle sodyum geliyor; çünkü tuzun yüzde 40’ı sodyumdan oluşuyor, ama tuzla sodyumun aynı anlama gelmediğinin altını çizmekte fayda var. Sodyum alımını artırmanızla birlikte kanın damara yaptığı basınç da artıyor. Gün içinde ne kadar sodyum tükettiğinize dikkat etmeniz işte bu yüzden önemli. Yapılan bir çalışma, diyetle alınan tuzun 10 gramdan 5 grama düşürülmesiyle inme riskinin yüzde 23 ve kardiyovasküler hastalıkların riskinin ise yüzde 17 azaltabileceğini belirtiyor.
NE KADAR TÜKETİYORUZ?
Ülkemizde tuz tüketimine baktığımızda Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin 2008’de gerçekleştirdiği SALTurk-1 Çalışması’nda, günlük tuz tüketim miktarı günde 18 gram, 2012’de ise günde 15 gram olarak bulunmuştu. Sağlık Bakanlığı’nın “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” kapsamında yapılan çalışmalarla tuz tüketimi günde 9.9 grama kadar geriledi. Yani her ne kadar tuz tüketimi azaltılmış olsa da hâlâ önerilenin çok daha üstünde bir tuz tükettiğimizi söylemek mümkün. Bunun çok büyük bir kısmı gıdalara sonradan eklenmiş sodyumdan geliyor. Unutmayın, yediğiniz besinlerin tuzlu tadı vermemesi, sodyumunun düşük olduğu anlamına gelmez. Bazı peynir, ekmek, sandviç, kurutulmuş et, çorba, tuzlu atıştırmalık ve krakerler de birer sodyum kaynağı olarak günde tükettiğimiz sodyum miktarında artışa yol açıyor.
TUZUN AZALTILMASI PROGRAMI
Ülkemizde 2011 yılından bu yana “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” yürütülüyor. Bu uygulamalara ekmek, salça, peynir ve zeytinde yapılan azaltma çalışmalarını örnek verebilirim. Masalardan tuzlukların kaldırılması, küçük paketlerde iyotlu tuzların bulundurulması, menülerde yiyeceklerin enerji değerlerinin yanında tuz içeriklerinin de yer alması, planlamanın içerisindeki başlıklardan.
Ekmek başta olmak üzere tuz içeriği yüksek olan gıdaların tuz/sodyum miktarlarının Gıda Kodeksi Tebliğlerinde kademeli olarak azaltılması yönündeki çalışmaların sürdürülmesi de devam ediyor. Gıda Kodeksi Tüketicinin Bilgilendirilmesi ve Etiketleme Tebliği’nde, gıda ürünlerinde tuz ve sodyum oranlarının yazılması ve yüksek, orta ve düşük tuz/sodyum içeriğinin ifade veya logoyla belirtilmesi için Kodeks’te gerekli düzenlemelerin yapılması da bu konuyla ilgili verimli sonuçlardan.