"Sabahları kahve içmeden kendime gelemiyorum" sözünü birçok kişiden duymuşsunuzdur. Yıllarca bu kişilere gülsek de aslında onlar en doğrusunu yapıyor. Sabahları içilen kahve sadece uyanmayı değil ayrıca hastalıklara karşı korunmayı da sağlıyor. Önemli olan doğru miktarda doğru kahveyi tüketmektir.
Yapılan araştırmalarda düzenli kahve tüketiminin birçok hastalığı önlediği, ruh halini iyileştirdiği ve kilo vermeyi hızlandırdığı ortaya çıkmıştır. Ancak, kafeini yüksek olan kahveyi tüketmek yine de herkes için uygun olmayabiliyor. Çünkü, panik atak ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkları tetikleyebiliyor. Bu yüzden bu tarz hastalıkları olanların doktora danışmadan kahve tüketmemesi gerekiyor.
Yapılan araştırmalar, düzenli olarak 3-5 fincan kahve tüketmenin sağlıklı insanlarda kardiyovasküler hastalığa yakalanma riskini yüzde 15 azalttığını ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra daha önce kalp rahatsızlığı yaşayanların düzenli kahve tüketiminde başka kalp sorunu yaşamadıkları da kanıtlanmıştır.
Yapılan çalışmalar, kafeinin belirli nörotransmitterleri bloke ettiğini ve özellikle enerji seviyenizle bağlantılı olanlarla etkileşimde bulunduğunu gösteriyor. En bilinen örnek dopamin olmak üzere yer bıraktığını kanıtlıyor. Ayrıca kahve tüketiminin uyanıklığı artırdığı da kanıtlanmıştır.
Alışkanlık edinilen kahve tüketimi ile potansiyel bilişsel gerilemenin etkilerinin değerlendirildi 2016 tarihli bir araştırmada, Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin minimuma indiği belirlenmiştir.
2021 yılında PLOS Medicine'de yayımlanan bir araştırma yazısında, kahve ile çay tüketiminin bunama riskini azalttığı belirtilmiştir.
Kahvenin bir başka önemli faydası ise obezite ve diğer metabolik sendrom çeşitlerini önlemesidir. Tabi ki de içeceğin kilo verme sürecinde tek başına etkili olması mümkün değildir ancak kahve bu süreçte yağ yakımını hızlandırmaktadır.
Bu noktada en önemli detay kahveyi nasıl içtiğiniz. Kremalı ya da şekerli kahve tüketiyorsanız, kaloriniz artacağı için tam tersi etki gösterir ve kilo alırsınız. Ancak sade kahve tercih ederseniz yağ yakımınız kolaylaşır.
Araştırmalar, kahvenin hormonel sağlık ve antioksidan taşıma konusunda önemli bir rolü olduğunu gösteriyor. Bundan dolayı kahve, rahmi etkileyen endometriyal kanser riskini azaltmaktadır.
Nutrition and Canser dergisi, kahve tüketimiyle endometriyal kanser arasındaki ilişkiye de dikkat çekmektedir. Kahve ile meme, pankreas, böbrek, prostat, yumurtalık ya da mide kanseri arasında anlamlı bir bağ olmadığı ortaya çıkmıştır.
Kahvenin bir diğer faydası ise diyabet riskini düşürmesidir. Yapılan bir inceleme, kahvenin pankreasınızın insülin üreten ve vücudun kan şekerini düzenleyen beta hücrelerinin işlevselliğine yardım ettiğini ortaya koymuştur.
Birçok kişi sabahları kahve içtikten sonra kendilerini daha iyi hissettiklerini belirtiyor. Uzmanlar ise kahvenin uzun vadeli ruh sağlığına katkısı olabileceğini de belirtiyor.
Australian & New Zealand Journal of Psychiatry yayınlanan bir meta-analiz, kafeinli kahve içmenin katılımcılarda depresyon oranını azalttığını ortaya koydu. Spesifik olarak araştırmacılar, katılımcılar gün içinde 68 miligramın üstünde ve 509 miligramın altında kahve tükettiklerinde en iyi sonuçlara ulaştılar.
Bu sonuçlar kahve severler için sevindirici olsa da kahve tüketiminin olası yan etkileri de bulunuyor. İşte o yan etkiler:
Kahve ile kaygı arasındaki bağ, kişinin kaygı bozukluğu ve kafeine duyarlılığına bağlı olarak değişmektedir.
Panik atağı olan ve kendini sürekli olarak endişeli hisseden bir kişiliğiniz varsa, kahve tüketiminizi en aza indirmeniz gerekiyor.
Uzmanlar, hipertansiyon hastası olanların kafein tüketimine sınır getirmeleri ve doktor kontrolü dışında kafein tüketmemeleri konusunda uyarıyor.
Bu uyarının nedeni ise kafeinin kan basıncındaki ani yükselmeye neden olmasıdır. Nutrients dergisindeki bir inceleme, kahvenin pankreasın insülin üretimi yapan ve vücudun kan şekerini düzenleyen beta hücrelerin işlevselliğine yardımcı olabileceği sonucuna ulaşmıştır.