Boşanmanın hukuki sonuçları, hakimin boşanmaya karar vermesi halinde ortaya çıkacak olan sonuçlar olarak ifade edilir.
Kişisel Sonuçlar
Boşanma kararının en başta gelen sonucu, evlenme töreninin yapılmasıyla birlikte eler arasında doğan evlilik birliğinin kararın kesinleştiği anda hukuken sona ermesidir.
Boşanan eşlerden erkek gerek boşandığı eski eşiyle yeniden, gerek baka bir kadınla hemen; kadın ise boşandığı eşiyle yeniden hemen, başka bir erkekle ancak üç yüz günlük yasal bekleme süresi dolduktan sonra yeni bir evlenme sözleşmesi yapma imkânına kavuşurlar.
Boşanma halinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse, hakimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunu kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hakim, kocasına soyadını taşımasına izin verir. Erginlik, kayın hısımlığı ve vatandaşlık gibi kişisel durumlar korunmaktadır.
Boşanan kadın, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren üçyüz gün geçmeden tekrar evlenemez. Bu süreye iddet süresi veya yasal bekleme süresi denir.
Eşlerin birbirlerinden olan alacak hakkında evlilik devam ettiği sürece durmuş olan zamanaşımı kaldığı yerden itibaren işlemeye devam eder.
TMK Madde 181/1
Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybeder. Boşanma davası devam ederken, ölen eşinin “…” mirasçılardan birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin “…” kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır. |
Boşanan eşler, boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.
Mal rejimin tasfiyesindeki eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır.
Türk Medeni Kanunun 174. Maddesine göre, “mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.”
TMK Madde 174/2
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. |
Yoksulluk nafakası Türk Medeni Kanunun 175. Maddesinde düzenlenmiştir.
TMK Madde 175
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. |
Nafaka Davalarında Hangi Mahkeme Yetkilidir?
Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında veya nafakanın artırılması ve azaltılması davalarında yetkili mahkeme, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi olarak öngörülmüştür.
Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Boşanma ile birlikte evlilik kesin olarak son bulacağına göre, o tarihte kadar ana ve babanın beraberce kullandıkları velayet hakkının, artık sadece birine bırakılması gerekecektir. Çocuğun hangi tarafa bırakıldığı takdirde daha iyi yetiştirileceği ve bakılacağı, eğitim ve öğretiminin daha iyi sağlanacağı gibi hususlar göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Önemli olan çocuğun üstün yararıdır.
Çocuklar hakimin kararıyla boşanan taraflardan hangisine bırakılmışsa, velayet de sadece o tarafa ait olur. Ancak çocuklar ile kişisel ilişki kurmak, boşanan her ana ve babanın en doğal hakkıdır.
Çocukların bakımı ve yetiştirilmesi yükümlülüğü müşterek çocuğun kendisine bırakılmış olan tarafa aittir. Ancak Türk Medeni Kanunu diğer tarafa da gücü oranında çocuğun bakımı ve eğitimiyle ilgili katılma yükümlülüğü getirmiştir. Çocuk kendisine bırakılmamış olan taraf, çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi için bir nafaka ödeyecektir. Bu nafaka iştirak nafakası olarak tanımlanmaktadır.
Ana veya babadan birinin başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hakim, re ’sen veya ana veya babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.