Önder, “İsrail’i terör devleti olarak tanımlıyorsanız, bunun gereği olarak ticari, askeri ve diplomatik ilişkilerinizi askıya almanız gerekir” diyerek, hükümetin söylemleriyle icraatlarının örtüşmediğini ifade etti.
Önder, “Bir yandan İsrail’i terör devleti ilan edip, diğer yandan ticari ve askeri ilişkilerinizi sürdürüyorsanız bu samimiyetsizliktir. Eğer gerçekten Filistin’e destek olunmak isteniyorsa, İsrail ile olan bütün ilişkiler askıya alınmalı ve somut adımlar atılmalıdır. Ancak şu an yapılan, iç siyasete yönelik bir hamle gibi görünüyor. Filistin mitingleri düzenleyip siyasi rant elde etmenin ötesine geçilmiyor” diye konuştu.
“Savaş Tehdidi Üzerinden İç Siyaseti Şekillendirme Çabası”
Önder, iktidarın dış politikayı iç siyasetle manipüle etmeye çalıştığını da dile getirdi. “İktidar, dışarıda savaş tehdidi söylemiyle içeride siyasi kartları yeniden karıyor. Cumhur İttifakı için %50’yi bulmak zorlaştı, bu nedenle içeride partileri ve duruşları yeniden dizayn ederek güç toplamaya çalışıyorlar” dedi. Bu sürecin, Türkiye’nin Filistin politikasının gerçek amacını gözler önüne serdiğini belirtti.
“Gerçek Adımlar Atılmıyor, Yaptırımlar Uygulanmıyor”
Önder, hükümetin İsrail’e karşı ekonomik yaptırımlar uygulamamasıyla ilgili de sert eleştirilerde bulundu. “Eğer gerçekten samimi olsaydılar, İsrail’e karşı diplomatik ilişkileri keserler, ticareti durdururlardı. Ancak şu an tam tersi bir durum var. İsrail ile ticaret bir yılı aşkın süredir sürüyor ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın çocuklarının gemilerinin dahi İsrail’e gitmeye devam ettiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.