Alzheimer bir demans (bunama) türüdür. “Alzheimer” terimi genellikle daha genel bir bunama tipiyle karıştırılır, ancak bu doğru değildir. Alzheimer hastalığında kesinlikle demans vardır, ancak demansı olan herkeste Alzheimer hastalığı olduğu söylenemez. Alzheimer, doğası gereği dejeneratif olan bir sendromdur, yani zamanla kötüleşir. Beynin fonksiyonlarında sürekli bir düşüş yaşanır. Plak ve yumak adı verilen bazı proteinler beyinde birikir. Bu proteinler, sonunda hafızayı etkileyecek şekilde sinir hücreleri arasındaki iletişimi kısıtlar. Bu proteinlerin Alzheimer’a neden olduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Bununla birlikte, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol seviyesi ile birlikte, bu durum hastalığın gelişme riskini artırır. Hastalığın kesin nedeni henüz bilinmemektedir.
Bu hastalığın önemli bir yönü yavaş başlaması ve zamanla kötüleşmesidir. İşte Alzheimer hastalığını tanımanıza yardımcı olacak birkaç semptom:
Bilişsel işlevler: Düşünme, yargılama/karar verme ve anlama yeteneği yavaş yavaş kaybolur. İnisiyatif almak ve bağımsız hareket etmek zorlaşır. Sosyal beceriler dejenere olmaya başlar ve insanlar zaman ve/veya yer konusunda tereddüt yaşarlar.
Gerçeklik algısının kaybı: Alzheimer hastaları şüpheli veya paranoyak olmaya başlayabilir. Tüm hastaların yarısında birtakım sanrılar gözlemlenir: gerçekle uyuşmayan inançlar. Paranoya ve şüphe nedeniyle, hastalar eşleri veya bakıcıları tarafından kaçırıldıklarını veya kendilerine yalan söylendiğini düşünebilirler. Halüsinasyonlar da yaygın bir semptomdur.
Günlük aktivitelerle ilgili sorunlar: Her zaman en doğal şey olarak görülen faaliyetler bile daha zor ve beceriksizce yapılır. Aynı zamanda, ortak sosyal ilişkiler uzun süre bozulmadan kalabilir. Bu yüzden dış dünyaya her şey yolunda gibi görünebilir.
Alzheimer’ın hala bilinen bir tedavisi yoktur, ancak hastaların hayatını biraz daha kolay hale getirmeye yardımcı olabilecek bazı ilaçlar ve tedaviler bulunuyor. Alzheimer’ı erken dönemde engellediği söylenen ilaçlar da var, ancak bu ilaçlar hakkındaki uzman görüşleri değişiyor. Bazı doktorlar, ilaçların yan etkilerinin beyin hastalığı üzerindeki engelleyici etkiden daha zararlı olduğunu iddia ediyor. Terapi çoğunlukla destek ve yönlendirmeyle ilgilidir ve “Hastanın kendisini rahat ve güvende hissetmesini nasıl sağlayabiliriz?” sorusuna odaklanır. Amaç, hastaların evde olabildiğince uzun süre yaşayabilmelerini sağlamaktır. Alzheimer’ı olan insanların kendi evlerinde yaşadıklarında daha sorunsuz davrandıkları söylenmektedir.