TİP Genel Başkanı Erkan Baş'ın bugünkü ifadeleri sonrası gözler Can Atalay haberleri ve son dakika gelişmelerine çevrildi.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Gezi Davasından tutuklu bulunan Hatay Milletvekili Can Atalay'la ilgili açıklamalarda bulundu. Erkan Baş, "1 Ekim'e kadar Anayasa Mahkemesi'nin kararını vermesini bekliyoruz. 1 Ekim'de Meclis yeniden açıldığında eğer Can (Atalay) tahliye edilmemiş olursa biz o Meclis'e gitmeyiz. Biz o gün Hatay halkının yanına gideriz.' Yürüyelim Ankara'ya' derlerse başlarız Ankara'ya kadar yürümeye" dedi. Öte yandan Atalay'ın tutukluğu halen sürüyor. Can Atalay, 25 Nisan 2022'den bu yana Marmara Cezaevinde bulunuyor. Tahliye edilip edilmeyeceği konusu ise hâlâ net değil.
14 Mayıs seçimlerinde TİP listelerinden Hatay milletvekili adayı olarak gösterilen Can Atalay, TİP'in Hatay'da yüzde 8,76 oy almasıyla vekil çıkarak Meclis'e girmeye hak kazandı. Ancak hakkında tutukluluk kararı bulunan Can Atalay 25 Nisan 2022'den bu yana Marmara Cezaevinde bulunuyor ve henüz tahliye edilmedi.
Bakan Tunç, Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmeyen Can Atalay ile ilgili, "Seçimden önce başlamış bir soruşturma ve anayasanın 14. maddesindeki durumlar nedeniyle Yargıtay'ın böyle bir kararı söz konusu" ifadelerini kullandı. "Anayasanın maddesinin bir fıkrasını okuyup diğerini okumayınca farklı yorumlar ortaya çıkıyor. Atalay, Gezi Davası'ndan yargılanan bir kişi. 18 yıl ceza aldı. Cezası kesinleşmedi. Yargıtay süreci devam ediyor.
Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik hükümeti cebir ve şiddet yoluyla ortadan kaldırmaya yönelik bir suçlama söz konusu. Seçimden önce başlayan ve devam eden bir dava var. Anayasamızın 83. maddesi seçimden önce başlaması kaydıyla 14. maddesindeki durumları dokunulmazlık haricinde gösteriyor.
Bunun takdirini yapacak olan yargı. Dava Yargıtay'da devam ediyor. Bu konuda sanık avukatları başvuruda bulundular. Yargıtay karar verdi, bu Anayasa'nın 14. maddesindeki durumlar kapsamında değerlendirilmesi gereken bir husus ve seçimden önce başlamış soruşturma ve dava söz konusu. Burada takdir yargının. Karar verecek olan Adalet Bakanlığı olarak biz değiliz."
Burada fiilen sorunları çözerken şunun unutulmasına izin veremeyiz. Bu, bir kere Türkiye'deki genel adalet tartışmasının bir başlığı. İktidar, yargıyı sopaya çevirmiş durumda, istediği gibi kullanıyor. Can Atalay tartışması, bu adalet tartışmasının bir parçasıdır. Can Atalay tartışması bizim açımızdan Gezi davasının bir parçasıdır. Gezi davasındaki hukuksuzluklara karşı bir mücadeledir aynı zamanda Can'ın özgürlüğü için verdiğimiz mücadele. Bizim bunu kabul etmemiz, sineye çekmemiz, dur bakalım bekleyelim dememiz asla ve asla mümkün değil. 1 Ekim'e kadar Anayasa Mahkemesi'nin kararını vermesini bekliyoruz. 1 Ekim'de Meclis yeniden açıldığında eğer Can tahliye edilmemiş olursa biz o Meclis'e gitmeyiz.
Biz o gün Hatay halkının yanına gideriz. Deriz ki Meclis'in yeni yasama dönemi başlıyor, sizin milletvekiliniz cezaevinde haksız hukuksuz bir biçimde esir tutuluyor. Orada Hatay halkı bize ne görev verirse biz onu yaparız. 'Burada oturun' derlerse onlarla birlikte orada otururuz. 'Yürüyelim Ankara'ya' derlerse başlarız Ankara'ya kadar yürümeye. Can'ı çıkartana kadar da asla sesimizi kesmeyiz. Bu konunun unutulmasına, üzerinin kapatılmasına, alışılmasına izin vermeyiz.
Ben Hatay halkının öfkesinin her geçen gün arttığını kendi gözlemlerimle de görüyorum. İnsanların hayatları mahvolmuş durumda. Her gün bir haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe uğruyorlar. Bunun karşısında mücadele etsin diye görevlendirdikleri milletvekili de aynı biçimde esir tutuluyor. Artık daha ne bekleyeceğiz Hatay halkından? Hatay halkı yapması gereken her şeyi yaptı. Onlarla birlikte 1 Ekim itibarıyla üzerimize düşen neyse hep beraber yapmaya hazırız. 1 Ekim'de Hatay'da olacağız. Umuyorum Can tahliye olur ve onunla beraber Hatay'da oluruz. Olmadı mı bu mücadele oradan yükselerek devam edecek."