Uçakların gökyüzünde bıraktığı o uzun beyaz izler, gündelik hayatımızda alışık olduğumuz bir manzara olabilir. Ancak bazılarına göre, bu izler aslında çok daha karanlık bir gerçeğin parçası. Peki, Chemtrails komplo teorisi nedir? Chemtrails gerçek mi?
Chemtrails, uçaklardan gökyüzüne bırakılan uzun beyaz izlerin, gizli bir şekilde planlanmış kimyasal veya biyolojik maddelerin havaya püskürtülmesiyle ilişkili olduğu iddia edilen bir komplo teorisidir. "Chemtrail" kelimesi, İngilizce "chemical" (kimyasal) ve "trail" (iz) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Bu teoriye inanan kişiler, normal uçak izlerinin (yoğunlaşma izleri) hızla kaybolduğunu, ancak kimyasal maddeler içerdiği düşünülen izlerin uzun süre gökyüzünde kaldığını öne sürerler.
Chemtrails teorisinin savunucuları, bu izlerin dünya üzerindeki hava koşullarını manipüle etmek, insanları hastalandırmak, nüfus kontrolü sağlamak veya psikolojik etkiler yaratmak gibi amaçlarla kullanıldığını iddia ederler. Bu komplo teorisi, uçakların belirli bir yükseklikte uçarken, havada kimyasal veya biyolojik maddeleri kasıtlı olarak yaydığına inanılan bir fenomeni tanımlar.
Chemtrails teorisinin gerçek olduğuna dair herhangi bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Bilim insanları ve hava otoriteleri, chemtrails iddialarını sürekli olarak reddetmiş ve bu izlerin yalnızca normal yoğunlaşma izleri (contrails) olduğunu açıklamışlardır. Yoğunlaşma izleri, uçak motorlarının egzozundan çıkan su buharı ve diğer gazların, yüksek irtifada soğuk havayla karışması sonucu oluşur. Bu su buharı, genellikle buz kristallerine dönüşerek izler bırakır ve bu izlerin kalıcılığı, atmosfer koşullarına bağlı olarak değişir.
Yoğunlaşma izlerinin kalıcılığı, hava koşullarına göre farklılık gösterebilir. Soğuk ve nemli atmosferde bu izler uzun süre kalabilirken, kuru havada hızlı bir şekilde kaybolurlar. Uçaklar farklı yüksekliklerde uçtukça, hava koşullarına bağlı olarak izler daha kısa veya daha uzun süreli olabilir. Uzun süre kalan izler, genellikle sirüs bulutlarına dönüşerek zamanla yayılabilir.
Chemtrails teorisinin kökeni, 1996 yılında yayımlanan bir askeri rapora dayandırılmaktadır. ABD Hava Kuvvetleri tarafından hazırlanan bu rapor, hava durumunu askeri bir stratejik araç olarak kullanmayı amaçlayan kurgusal bir çalışmaydı. Ancak, raporun sonunda bunun yalnızca hipotetik bir senaryo olduğu belirtilmiştir. Komplo teorisyenleri, bu raporu gerçek bir plan olarak yorumlayarak chemtrails’in bir hükümet programı olduğunu öne sürmüşlerdir.
1999 yılında gazeteci William Thomas, küresel ısınmanın etkilerini azaltmak amacıyla atmosferde kimyasal maddelerin yayılmasının önerildiğini iddia eden bir makale yayımladı. Bu makale, chemtrails komplo teorisinin daha da yayılmasına neden olmuştur.
Chemtrails iddialarına karşı birçok bilimsel açıklama ve resmi rapor bulunmaktadır. ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), NASA, Federal Havacılık İdaresi (FAA) ve Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) gibi kurumlar, chemtrails iddialarını defalarca reddetmiş ve uçakların bıraktığı izlerin yalnızca normal yoğunlaşma izleri olduğunu açıklamıştır. Bu kurumlar, uçaklardan çıkan egzoz gazlarının su buharı içerdiğini ve bu buharın soğuk hava ile karışarak yoğunlaşma izlerine dönüştüğünü belirtmişlerdir. 2017'de Avrupa Parlamentosu'na sunulan bir raporda da, chemtrails teorisine dair herhangi bir bilimsel veri bulunmadığı vurgulanmıştır.
Chemtrails komplo teorisi, özellikle internet ve sosyal medya üzerinden hızla yayılmıştır. Bu teoriyi savunan kişiler, uçakların bıraktığı izlerin çok uzun süre gökyüzünde kaldığını ve bunun insan sağlığını olumsuz etkilediğini iddia ederler. Bazı takipçiler, gökyüzünde belirli desenlerin oluştuğunu, kimyasal maddelerin havaya yayıldığını ve bunun insanların sağlığını bozduğunu ileri sürerler.
Amerika’da, chemtrails iddialarını yaygınlaştıran bazı aktivist gruplar ve bireyler bulunmaktadır. Bunlar, teoriyi savunmak amacıyla video içerikleri üretir, kitaplar yazar ve çeşitli seminerler düzenlerler.