Hem kurak hem yağışlı bölgelerde yetişen, odunsu bir görünüme sahip bir bitki türü olan Meryem Ana otu, sadece yağmurlu havalarda yaprak açıyor. Yüzyıllardan beri birçok farklı amaç için kullanılan Meryem Ana otu en çok Arabistan yarımadasında bulunuyor.
Ot ile ilgili anlatılan birçok hikaye var. En yaygın rivayet ise Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fatma tarafından dikilmiş olması. Yaprak açtığında el şeklinde olan ota bu nedenle Fatma Ana'nın Eli de deniyor.
Yapılan bilimsel araştırmalara göre Meryem Ana otunun içerisinde yüksek miktarda östrojen hormonu bulunuyor. Bu şifalı ot, kadınların hamile kalma ihtimalini arttırıyor. Hamile kalmak isteyen kadınların, bitkiyi bir gün boyunca suyun içinde bekletip suyundan birkaç yudum ya da yarım bardak kadar içmesi yeterli.
Ot aynı zamanda doğum sancılarını azaltıyor. Adet dönemi düzensiz olan ya da çok şiddetli ağrılarla geçen kadınlarda periyodik kullanımı önemli bir etki sağlıyor.
Faydası bununla sınırlı olmayan Meryem Ana otu, cilt problemlerine de iyi geliyor. Sivilce ve akne oluşumuna engel olan şifalı ot, cildin çok daha nemli ve pürüzsüz olmasını sağlıyor. Yaşlılığa bağlı kırışıklıkların giderilmesinde etkili olan ot, genelde uykusuzluk ve yorgunluk nedeniyle ortaya çıkan gözaltı morluklarının geçmesine de yardım ediyor.
Meryem Ana otu günümüzde erkekler tarafından da sıklıkla tüketiliyor. Sperm sayısını ve kalitesini arttıran şifalı ot, kötü kolesterolün vücuttan atılmasını da sağlıyor.
Periyodik aralıklarla tüketildiği takdirde kandaki yağı azaltan, kan akışını da hızlandıran Meryem Ana otu, idrar kaçırma sorunu yaşayan kişiler tarafından da tüketilebiliyor.
Meryem Ana otunun en önemli etkilerinden biri de mikrop ve bakterileri yok etmesi. Enfeksiyonları gideren bitki, ağız yaralarının iyileşmesi sürecini de hızlandırıyor.
Diğer tüm bitkilerde olduğu gibi bu ot da aşırı tüketildiği zaman mide bulantısı ve kusma gibi sorunlara yol açabilir.