Çocuklara Deprem Nasıl Anlatılmalı? Çocuklarda Deprem Bilinci Nasıl Oluşturulur?

Türkiye'de meydana gelen iki büyük deprem 10 ili büyük hasara uğrattı ve binlerce can aldı. Yüzyılın Felaketi olarak adlandırılan bu doğal afetin ardından milyonlarca insan olası depremlere karşı önlem almaya başlarken, ebeveynler de ?

GÜNCEL 12.02.2023 11:42:35 0
Çocuklara Deprem Nasıl Anlatılmalı? Çocuklarda Deprem Bilinci Nasıl Oluşturulur?

Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketi olan Kahramanmaraş depremi, sonrasında ortaya çıkardığı acı görüntüleri ile milyonlarca vatandaşa doğal afetlere karşı önlem alınması gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Kahramanmaraş'da meydana gelen 10 ilde birden yıkımlara ve binlerce can kayıplarına sebep olan; 7.7, 7.6 şiddetindeki depremler ve uzmanlar tarafından bir süre devam edeceği söylenen artçılar anne babaları da çocukları için harekete geçirdi. Uzmanlar, olası depremler için ebeveynlerin çocuklarını, yaş gruplarına göre bilgilendirmesi gerektiği üzerinde durdu. Bu haberimizde deprem gibi doğal afet durumlarında, çocuklarınıza doğal afet bilincini kazandırmanızda yardımcı olacak bilgileri ele aldık. Ayrıca deprem anı, yeterince korku ve stresi barındırıyorken, sonrasında çocuklarınızı uzak tutmanız gereken bazı kurallara da yer verdik.

YAŞ GRUPLARINA GÖRE ÇOCUK VE DOĞAL AFET BİLİNCİ NASIL OLMALI?

  • 0-2 yaş grubundaki çocuklar henüz bir şeyin farkında olmadıkları için ebeveynler konuya dair herhangi bir bilgi vermelerine gerek yoktur. Ancak evde deprem nedeniyle ev ortamında oluşan kaygı ve panik halini algılayabildikleri için anne-babaların bu durumda sakin ve metanetli bir duruş sergilemesi önemlidir. Böyle anlarda çocuğunuzu sıkı sıkı kucaklamak bebeğinizi güvende hissettirecek onu rahatlatacaktır.
  • 3-4 yaş gruplarından çocuklar deprem gibi doğal afet sonrasındaki görüntülere şahit olmuyorsa bu yaş grubu için de anne babaların açıklama yapmasına gerek görülmez. Ancak keşfetmeye ve daha fazla algılamaya meyilli olduğu için evde yaşanan panik ve korku dikkatlerini çeker ve onların strese girmesine neden olur. Yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu anlarlar. Bu durumda ebeveynlerin sakin bir tavırla deprem gibi doğal afetler hakkında ufak bir bilgi vermesinde fayda vardır.
  • 5-6 yaş grubundaki çocuklar gördüklerini ve duyduklarını rahatlıkla algılayabilir. Doğa olaylarını da anlayabilecekleri için deprem gibi doğal felaketlerin insanları ve doğayı nasıl etkileyebileceği konusunda onları rahatlıkla bilgilendirebilirsiniz. Ancak bu yaşta ölüm kavramını tam anlayamasalar da gidenin geri gelmeyeceği mesajını kavrayabilirler.
  • 6-10 yaşındaki ilkokul çağı çocukları, yaşananlarla beraber gördükleri ve duydukları her şeyi rahatlıkla anlar ve anlayış gösterebilirler. Yaşamın içinde olan dramatik olaylar hakkında çocuklarınıza sade ve yalın bir anlatımla bilgi vermeniz çocuğunuzda bu gibi durumlar karşısında metanetli duruş geliştirir. Dolayısıyla ölüm kavramını da daha iyi anlayabilirler. Ayrıca çocuklardan gelebilecek 'Canı yanmış mıdır? Toprak altında nefes alabilir mi?' gibi sorular, gerçeklerden uzaklaşmadan cevaplandırılmalıdır.
  • Ortaokul çağı çocukları (10-14);

    Hayatın içinde olan tüm durumları, yaşananları, bunlara karşılık gelen her şey dahil olmak üzere ebeveynlerin duygularını da anlayabilme yetisine sahip olurlar. Kötü olaylara karşı kendilerini koruma bilincinde olurlar. Ölümü ve o süreci anlamlandırmakla ilgili bir sorunları yoktur. Ancak anne-babalar olarak, çocuklarınız şahit oldukları görüntüler ve duyduklarının etkisini azaltacak telkinlerde bulunmanız, onları zor durumda kalan insanlara yardım yapmaya yönlendirebilir, empati duygularını pekiştirebilirsiniz.

Lise çağı çocukları (15+);

Yetişkinlerin anlayabildiği her şeyi anlayabilir, hissedebildiği tüm duyguları hissedebilirler. Yaşanan deprem gibi afetler sonrasında yalnız olmadıklarını hissetmeleri önemlidir. Herhangi bir durum karşısında umutsuzluğa kapılmamaları için destek olunmalıdır. Toplumu etkileyen olaylarda kendilerini işe yarar hissetmek isteyeceklerdir. Bunun için ortam ve fırsat verilmeli, yardımlaşma ve faydalı olmanın insan üzerinde bıraktığı huzuru hissetmeleri sağlanmalıdır. Bu his onların umutsuzluğunu, kaygılarını da azaltacak; duygusal olarak da onları rahatlatacaktır.