Küresel sapkınların çocuklarımıza vaad ettikleri beslenme nedir, bilmiyorsanız, Kahraman Maraş depremiyle konuşmaya başladığımız HAARP silahlarını anlatan konuşmacıların videolarını izleyiniz. Beraberinde gıdayı bozarak insanları s
Bugünkü haberlerde (13.4.2023) Meksika eyaletinde 18 bin ineğin çıkan yangında telef olduğu yazıyor. ABD de küresel tek güç kim olacak savaşının yansımaları böyle.
Ancak tek dünya devletinde nasıl besleneceğimize de onlar karar verecekmiş. Doğal beslenme yerine yapay beslenme, genleri bozulmuş hayvan etleri. Yoksullara da börtü böcekler beslenme planlanıyor, bunlar anlatılıyor. Mesela, kanımıza domuz geni aşılayacak sivrisinekler üretilmeye başlamış dedikoduları geliyor
Çok sıkı önlemler almak için kolları sıvamak lazım. Başta ders kitaplarında yeni neslin beyinlerine aşılanan saçmalıkları kaldırmak gerekir.
Halen basımı devam eden bir İlkokul Matematik kitabında nasıl oluyor da böcekle beslenme üniteye giriyor, hiç şaşırmayalım, tehlikenin boyutunu görelim. Direnmeyi o kitapları kaldırtarak başlatmadığımız için çocuklarımız köle gibi yaşayacak. Ne yersen O’sun, değil mi?
Cadı kazanında pişirilen yemeklerle Matematik!
Elimde basım tarihi ve baskı adedi bile belirtilmemiş 2021-2022 ders yılında kullanılmış bir matematik kitabı var. İçinde Doğal Sayılarla Çıkarma İşlemi başlığı altında metin olarak girilmiş bir cadı masalıyla kurgulanmış şöyle sorular var. (Sayfanın görselinde kâbusa sebebiyet verecek kadar korkutucu resimler var, o nedenle buraya resim koymayacağım.)
Salyangoz Çorbası: Timsah Pako ile yavrusu Miko ormana gittiler. Yapacakları çorba için 18 tane salyangoz kabuğu topladılar. Yolda 4’ünü düşürdüler, geriye kaç salyangoz kabuğu kaldı?
Fırında Çekirge: Binbir güçlükle 20 tane çekirge yakaladılar. Dönerken 5 tanesi zıplayıp kaçtı. Kaç çekirge kaldı?
Pire Pilavı: 12 tane pire yakaladılar. 4 tanesi kayboldu. Kaç pire kaldı?
Kurbağa Gözü Tatlısı: 4 tane kurbağa yakaladılar. 1 tanesi vraklayarak kaçtı. Kaç kurbağa gözü kaldı?
Ödev: Bir yemek de siz hazırlayın.
Ödeve bakar mısınız? Çocukları evde de bunları düşünmeye mecbur ediyorlar. Eğitimi eğitimle böyle yok ettiler. Daha önce dava ettiğim ders kitaplarından birinde gördüğüm Çanakkale Anıtı resminin hemen altında cadı kazanından sarkan böcekler vardı, uzun burunlu sivri şapkalı bir Protestan Evangelist Cadı önündeki bu kazanı değnekle karıştırıyorken resmedilmişti.
Şu anda dünyayı cadı kazanına çeviren birilerinin neden Çanakkale’yi resme konu seçtiklerini tahmin edebiliyorum; ordan Kırım’a geçirtmemiştik İngiliz gemilerini! Küresel tek devlet dedikleri Büyük İsrail’i Transkafkasya’da kurmak istediklerini alenen söyleyen bir çete var, ABD topraklarında da birbirleriyle kapışmaktadırlar. Onların planına göre insanlar hayvan gibi uzaktan kumandalı çiplerle dolaşacakmış.
Şu anda sokak köpeklerinin kulaklarındaki çip gibi düşünün, onlarda denemesi yapılıyor olabilir. O köpekler bir biorezonansla insanlara saldırtılabilir mi, evet. Şu anda Sivas Kangal köpeklerine ve Bursa’da atlara çip takılmış, biotitreşimle verilen sinyallere nasıl davranış gösterdikleri test ediliyormuş...
İnsanlar da çiplendiği zaman neler olur, deniyorlar. Korona salgını bir denemeydi, aşı olmayanlara evden, şehirden ve ülkeden çıkış yasaktı, insanlar bir tür hapsedilmişti. Bunu başardılar.
Biz şimdi bize bakalım, kendi çocuklarımızı nasıl sağlıklı beslenme bilgileri aktarabiliriz, ona bakalım. Nesillerimize hayatta kalma bilgi ve becerilerini nasıl öğretebiliriz ona bakalım.
Zamanımız çok sınırlı, zihinsel odaklanmanızı lütfen buna yapalım. Bir şifa kitapçığı evlerinizde bulunsun ve yamaçlara çekilin, elektriksiz yaşamayı öğrenin, bahçenizde yerli meyveler olsun, yetiştirdiğiniz buğdayı çukur taş içinde döverek un yapmaya başlayın.
Balıklara da bir iyilik düşünüyorlardır!!! Karadeniz’in dibinde zehirli hidrojen sülfür var, eğer tetiklenmiş bir tsunami dalgasıyla yukarı çıkacak olursa, Karadeniz’de canlı balık kalmaz.
Tüfek icad oldu mertlik bozuldu, namertliğin adı mertlik oldu, çocuklarımız en acımasız şiddet görüyor. Biz bu tehlikeyi görmek ve ZÜLKARNEYN gibi koruma kalkanımızı yükseltmek, yani asla Yeni Roma’ya borçlanmamak ve kendi ürettiğimizin dışında hiçbir şey yememek zorundayız.