Küpe takmak, korsanlar ve denizciler arasında oldukça popülerdi. Ancak bu hiçbir zaman sadece takı ile ilgili olmadı; arkasında batıl inançlar ve gerçekçi sebepler vardı.
Denizciler ve özellikle korsanlar, başarılı yolculuklarının bir işareti olarak büyük bir gururla altın veya gümüş küpe takardı.
Bazı korsanlar, küpedeki değerli metallerin iyileştirici gücü olduğuna hatta görme bozukluğunu iyileştireceğine inanıyordu.
Başka bir hikâye de delinmiş kulakların deniz tutmasını önleyeceğiydi. Bazıları ise altın küpenin koruyucu bir tılsım görevi gördüğüne ve boğulmayı önlediğine inanıyordu.
Elbette bunların hepsi batıl inançtan öteye gidemedi; gerçek sebep daha işlevseldi.
Takılan küpeler, bir anlamda korsan ve denizcilerin kefen parasıydı. Bir fırtınada hayatlarını kaybettikleri zaman cesetleri kıyıya vurduğunda, küpeler cenaze masraflarını karşılardı.
Ayrıca bu para, kişinin yabancı bir toprakta ölmesi halinde kendi vatanına nakledilme sürecindeki tüm masrafları da karşılıyordu.
Gümüş ve altın tüm topraklarda değerli olarak kabul edildiği için sadece bu iki madenden yapılan küpeler tercih edilirdi.
Hatta bazı denizciler küpelerin iç kısmına memleketlerinin adını kazırlardı, böylece cesetleri düzgün bir cenaze töreni için ailelerine gönderilebilirdi.