Yıllardır depresyon ve kaygının kansere yol açtığı yönünde bir inanış var. Ancak yapılan araştırmalar bunu doğrulamıyor. 4 kanser türünü inceleyen uzmanlar depresyon ve kaygının bu hastalıklara yol açmadığını ortaya koydu.
Bilim adamları uzun zamandır depresyon ve kaygının daha yüksek kanser riskine yol açabileceğini düşünüyor. Yeni bir çalışma ise, durumun böyle olmayabileceğini gösteriyor.
Araştırmaya göre, depresyon ve anksiyete aslında kişinin kanser riskini artırmıyor. Çalışma, uzun süredir bu akıl hastalıklarının kanser gelişme riskinin artmasıyla bağlantılı olacağı varsayımıyla, onlarca yıllık yanlış anlamaları çürütüyor.
Araştırmacılar en yaygın dört kanser türü olan meme, akciğer, prostat ve kolorektal kansere ve ayrıca tütün ve alkolle bağlantılı kanserlere bakıyorlardı. Bunu test etmek için, dört ülkedeki 300.000'den fazla yetişkini kapsayan 18 farklı çalışma grubundan veri aldılar.
Başlangıçta, bu çalışmanın arkasındaki araştırmacılar da çoğu bilim adamı gibi, depresyon ve kaygının her türden kanser riskinin artmasına neden olacağı varsayımında bulunmuştu. Ancak, buldukları şey aslında durumun böyle olmadığıydı. Tüm kanser türleri için kaygı ve depresyon ile gerçek anlamda bir bağlantı yoktu.
Çalışmaya göre sadece tütün kullananlarda depresyon yaşanması durumunda akciğer kanseri riskinin yüzde 6 arttığı görüldü.
Birkaç çalışma, depresyon ve kaygının bir dereceye kadar hafıza kaybına neden olabileceğini, diğer çalışmalar da bunların diğer bilişsel bozulma biçimlerine neden olabileceğini göstermişti. Depresyonun ayrıca uzun süredir kalp hastalığı ile bağlantılı olduğu da biliniyor.