Zayıflamak için yapılan diyetlerde en yaygın hata aç kalmak. Ancak zamanın yüzde 100'ünü diyete ayırmak gerçekçi değil ve uzun vadede insanı hedefinden uzaklaştırabiliyor.
Yeni bir yaklaşım olan 80/20 kuralı bu noktada diyet yapanlara esneklik tanıyor. Yöntem, zamanın yüzde 80'inde hedeflerinizi ve beslenme ihtiyaçlarınızı karşılamak için özel olarak tasarlanmış sağlıklı, dengeli bir diyet yemenizi; geri kalan yüzde 20'sinde ise en sevdiğiniz yiyeceklerden bazılarının tadını çıkarmanızı söylüyor. 80/20 kuralını uyguladığınız zaman sağlıksız bir şey yediğinizde onu 20’lik bölüme sayıp kalan 80’lik bölümde sağlıklı beslenerek dengeleyebiliyorsunuz.
Kural basit; günde mutlaka 3 ana öğününüz olmalı. Yani haftada toplam 21 ana öğününüz var. 21 ana öğünün yüzde 20'sinde kendinizi ödüllendireceğiniz besinlere yer verin. 21 ana öğünün yüzde 20'si haftada toplam 4 ana öğünde serbestsiniz demek. Geri kalan 17 ana öğünü sağlıklı geçirmelisiniz.
Bu beslenme tarzında daha fazla sebze, meyve, baklagiller ve balık; daha az kırmızı et ve yağlı süt ürünleri tercih etmeniz gerekiyor. Aynı zamanda ilave şeker içeren işlenmiş gıdalar yerine tam tahıllı ürünleri tercih etmeniz lazım. Arada bir kendinizi en sevdiğiniz yiyeceklerle ödüllendirmeniz ise bu diyetin en güzel yanı.
Yapılan araştırmalara göre vücudumuz günlük olarak belirli bir sağlıklı beslenme planına alıştığında ara sıra şeker ve gereksiz kalori içeren bir yemekten sonra metabolizmayı hızlandırıyor. Yani, iyi bir diyetin veya biraz katı bir diyetin ortasında, özgürce yemek yememize izin verdiğimiz gün, daha fazla kalori yakıyouz.
Vücudun enerji dengesini korumaktan sorumlu yağ hücrelerinin salgıladığı hormon olan leptinin yüksek seviyeleri bunun sorumlusu. Bu nedenle, sağlıklı bir diyeti takip etmek kesinlikle gerekli olsa da, ara sıra en sevdiğiniz yemeği yememek için hiçbir neden yok.
Ayrıca izin günlerine sahip olmak yeme alışkanlıklarınıza uyumlu bir denge kazandırır. Enerji verir, monotonluktan kurtarır ve metabolizmanızı hızlandırır.