Düzce Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi Gülşah Aktüre, kalp sağlığının korunması için çeşitli tavsiyelerde bulundu.
Aktüre, Kalp Sağlığı Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, stres, sağlıksız beslenme, obezite, sigara ve alkol kullanımı ile hava kirliliği ve hareketsiz yaşamın kalbin en büyük düşmanı olduğunu vurguladı.
Bu unsurlara dikkat edilmediği takdirde kalp kaslarını besleyen damarların tıkanmasıyla kalp krizinin meydana gelebildiğini aktaran Aktüre, dünyada en fazla ölümün kalp ve ona bağlı rahatsızlıklardan kaynaklı hastalıklar yüzünden olduğuna dikkati çekti.
Aktüre, Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, her yıl ortalama 17 milyon kişinin kalp ve damar hastalıkları sebebiyle hayatını kaybettiğini anımsatarak, 'Ülkemize bakacak olursak, Türkiye'de ölümlerin yaklaşık yüzde 40'ı kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde her yıl yaklaşık 250 bin kişiye kalp damar hastalığı tanısı konulmaktadır ve bu hastaların maalesef 150 bini de yaşamını kaybetmektedir.' bilgisini paylaştı.
- 'Günlük tuz tüketimi sınırlandırılmalı'
Kalp sağlığını korumak için bu hastalık grubuna yönelik risk azaltıcı veya koruyucu yaşam tarzı değişikliğinin planlanması gerektiğinin altını çizen Aktüre, şunları kaydetti:
'Öncelikle kalp hastalıklarına yol açan hipertansiyon veya diyabet gibi kronik hastalıkları olan hastalar etkili şekilde tedavi edilmeli ve bu hastalara karşı koruyucu önlemler alınmalıdır. Hastalar veya risk altında olan bireyler, sağlıklı beslenme için mutlaka teşvik edilmelidir. Doymuş yağ ağırlıklı, yüksek kalorili, kolesterol ve karbonhidrat içerikli beslenme alışkanlıkları bırakılmalı ve günlük tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır.
Kişinin, yaş, cinsiyet ve kilosuna uygun olarak günlük veya haftalık egzersiz programlar planlanmalıdır. Özellikle obez olan kişilerin ideal kiloya ulaşması sağlanmalı, gerekli durumlarda diyetisyen veya diğer sağlık profesyonellerine başvurularak kişiye kilo verdirilmeye çalışılmalıdır. Sigara kullanımına tamamen son verilmelidir. Yoğun strese maruz kalan kişilerin stres ortamından uzaklaştırılması, psikolojik yönden rahatlatıcı aktivitelere yönlendirilmesi ve gerekli durumlarda psikolojik destek alması sağlanmalıdır.'
KAYNAK:AA
