1. Van ve Bitlis illeri arasından bulunan Van Gölü; gidenin bir daha gitmek istediği, göller arasında güzellik yarışması düzenlense kesinlikle birinci olacak bir göl.
Mavi ve yeşilin bir arada bulunduğu Van Gölü, yanardağ patlamaları ile oluşmuş bir göl. Bir nevi kısmi iç deniz olan bu göl, görenleri hem güzelliğiyle hem de büyüklüğüyle hayrete düşürür. Sodalı göller arasında dünyanın en büyük gölü olan Van Gölü, muhteşem bir tarihe de ev sahipliği yapar.
2. Van Gölü, Nemrut Dağı’nın patlaması sonucunda bölgede oluşan tektonik çöküntünün önünün kapanmasıyla meydana gelmiştir.
Volkanik bir set gölü olan Van Gölü, 3 bin 713 kilometrekare alan üzerine yayılıyor. Tatlı su gölü olmasının yanı sıra deniz ekosistemine de sahip olan Van Gölü, yöre halkı tarafından Van Denizi olarak da anılıyor.
pH değeri 9.8, tuzluluk oranı ise %19 olduğu için Van Gölü, çok soğuk havalarda dahi donmaz.
Ortalama derinliği 171 metre olan Van Gölü’nün en derin noktası ise 451 metredir. Yapılan araştırmalar sonucunda gölün 200 bin yıl önce oluştuğu saptanmıştır.
5. Gölün doğusunda Adır, Akdamar, Kuş ve Çarpanak olmak üzere 4 tane ada konumlanıyor.
Turistik ve tarihi özelliklere sahip olan bu adalar 1990’da arkeolojik sit alanı ilan edilmişlerdir.
Olay, uluslararası medyaya taşınınca, Cambridge Üniversitesi’nde görev yapan su altı biyolojisti Jacques, Van Gölü’nde araştırma yapmak için bölgeye geldi.
Tabii tüm bu süreçte Van Gölü turistlerin akınına uğradı. Her turistin elinde kamera, fellik fellik canavarı arasalar da elleri boş döndüler.
Sonuç olarak Van Gölü Canavarı hikayesi, yöre halkının Van turizmini geliştirmek adına ortaya attığı varsayımıyla birmiş oldu.