İkinci Dünya Savaşı hakkında birçok etkisinde bırakan film yapılmıştır. İşte YOGÜ listeler olarak size izlemenizi önerdiğimiz bazı en iyi ikinci Dünya Savaşı filmleri:
İkinci Dünya Savaşı hakkında birçok etkisinde bırakan film yapılmıştır. İşte YOGÜ listeler olarak size izlemenizi önerdiğimiz bazı en iyi ikinci Dünya Savaşı filmleri:
Oskar Schindler adlı bir Alman işadamının 2. Dünya Savaşı zamanında Polonya’da kurduğu fabrikada Yahudi işçileri çalıştırması ve bu sayede 1100 Yahudi’nin yaşamını kurtarmasını mevzu alıyor. Gerçek bir yaşam hikayesinden uyarlanan film, meşhur yönetmen Steven Spielberg’in en mühim yapıtları içinde sayılan ve ona Oscar kazandıran bir yapımdır. Film, 1994 senesinde 12 dalda Oscar’a aday olmuş ve 7 dalda ödül kazanmıştı.
İkinci Dünya Savaşı esnasında yaşanmış olan gerçek bir dramı mevzu alır. Polonya’lı meşhur piyanist Wladyslaw Szpilman’ın anılarını anlattığı aynı isminde kitabından beyaz perdeye uyarlanan film, Nazi işgali altındaki Polonya’da hayata devam etmenin imkansızlaştırıldığı bir dönemde, bir halde tutsak kampına gitmekten kurtulan meşhur piyanistin Varşova’nın kenar mahallelerindeki hayatta kalma mücadelesine odaklanır. Varoşlarda tam anlamıyla sefil bir yaşam devam eden müzisyen, öteki halkla beraber, kıtlığa ve aşağılanmalara maruz kalsa da kahramanca savaşım edecektir. Günü gelip oradan kaçma şansı bulduğundaysa başkentin harabelerine sığınacak, beklemediği aniden gelen bir yardımla umudunu tekrardan kazanacaktır.
Claude Lanzmann’ın filmi, 2. Dünya Savaşı esnasında toplama kamplarındaki insanların büyük trajedisini yansıtıyor. Yaklaşık 10 saatlik belgesel, 11 senelik araştırmanın ve veri toplamanın ürünü. Belgeselde ek olarak Lanzmann’ın olayın canlı tanıklarıyla yapmış olduğu röportajlar da içeriyor.
Philippe Gerbier inşaat mühendisi olarak karşımıza çıkan bir karakterdir ve Fransız direnişinin öncü adları arasındadır. Gerbier’e büyük bir kin besleyen bir şahıs gizli saklı kalması ihtiyaç duyulan tüm işlerini gün yüzüne çıkararak karaktere oldukça zor bir süreç yaşatır. Ortaya çıkan işlerin sonucu olarak Gerbier bir tutsak kampına düşer. Kampta vakit geçirirken kaçış planları meydana getiren Garbier ilk fırsatta kaçışını gerçekleştirir ve ona bu tarz şeyleri yaşatan kişiyi bulmak için elinden geleni yapar. Film devrimci yönetmen olarak tanınan Melville’in başyapıtı olarak kabul edilir.
Christopher Nolan’ın 2. Dünya Savaşı’nın kaderini belirleyen olaylardan kabul edilen Dunkerque Tahliyesi’ni mevzu edinen filmi, yüz binlerce İngiliz ve bağlaşık askerlerinin, düşman askerleri tarafınca etrafının sarılması ile adım atar.
Arkaları deniz olan bir yerde sıkışan askerler, düşman saldırısına karşı çaresiz bir durumda bırakılırlar.
Hayatımızın En Güzel Yılları, İkinci Dünya Savaşı’nın arkasından evlerine dönen üç gencin yaşamını mevzu ediyor. İkinci Dünya Savaşı’nın sıcak tesirleri hemen hemen bitmemiştir. Cephede savaşan birbirinden değişik üç Amerikan askeri öteki askerler şeklinde evlerine dönmek suretiyle yola çıkmışlardır. Al, Homer ve Fred her şeyin eskisi şeklinde olacağını umarak sivil hayatlarına geri dönmek için havaalanına giderler, sadece savaşın izleri anbean peşlerinde devam etmektedir. Kimi kollarını yitirmiştir muharebede, geri döndüğünde onu bekleyen sevgilisinin vereceği tepkiyi merak etmektedir. Kimi ise sivil ruhunu bırakıp dönmüştür cepheden, bu yeni hayata ayak uydurmak eskisi şeklinde kolay değildir.
Er Ryan’ı Kurtarmak’ta, dört çocuk anası bir kadı İkinci Dünya Savaşı’nda kaybetmiş olduğu üç oğlunun arkasından fazlasıyla yaralanmıştır. Şimdi tek dileği hayatta kalan tek oğlunun savaştan sağ salim dönmesidir. Yakarışları karşılık bulur ve Başkan tarafınca verilen bir emirle James Ryan’ın ne pahasına olursa olsun bu savaştan sağ çıkması sağlanacaktır. Normandiya çıkarmasının yapıldığı gün, sekiz kişilik bir asker birliği değişik bir göreve, Ryan’ı kurtarma görevine atanır. Ancak yüzbaşı John Miller tarafınca yönetilen bu birim, can pazarının yaşandığı bu sıkıntılı ortamda hakikatli bir yaşam mücadelesine atılacak; tek bir adamı kurtarmak için sekiz kişinin yaşamının tehlikeye atılmasının meşruluğunu sorgulayacaktır.
İkinci Dünya Savaşı esnasında Afrika’da tank komutanlığı meydana getiren General George S. Patton’un yaşadıklarını özetleyen film, Alman işgalinin hızla ilerlediği dönemlerde geçiyor.
1944 senesinde Auschwitz’deki vahşet kampında geçen hikayade Macar tutsak Saul Auslander’in hikayesi mevzu ediliyor. Saul, üst yetkililer tarafınca öldürülmeden ilkin birkaç aylığına krematoryumda emek vermesi için seçilen ‘komando’lardan biridir. Krematoryumun insanlık dışı gündelik işlerini yürütürken bigün kısa sürede yakılacak olan bir çocuğun cesediyle karşılaşır. Çocuğun peşine düşen Saul, kampa yeni gelen insanoğlu içinde kendi topraklarından insanların olduğundan da şüphelenir. Saul kısa bir süre içinde çocuğun vahşice yakılmasını önlemek ve onu geleneklere uygun bir halde gömebilmek için tüyler ürperten bir maceraya atılacaktır.
İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Amerikan askerlerinin Japon’ların elindeki Iwo Jima Adası’na yaptıkları kanlı çıkarma üstüne odaklanan film, yaşananlara kaybeden tarafınca bakıyor.
Seneler sonrasında adanın tenha topraklarında bulunan mektuplarla ortaya çıkan gerçekler, mağlubiyetin kaçınılmaz olduğu bir ortamda Japon askerlerinin iyi mi kırk günlük bir direniş gösterebildiklerini ortaya koyar.
Bu filmler, ikinci Dünya Savaşı’nın değişik yanlarını ve vakalarını ele alırken, savaşın etkilerini ve insan deneyimlerini etkisinde bırakan bir halde yansıtan yapımlardır. Keyifli seyirler!
alman yapımı 2. dünya savaşı filmleri,
ödüllü 2.dünya savaşı filmleri,
2.dünya savaşı filmleri sıralaması,
