İçindekiler: gizle
1 En iyi 19 Savaş Filmi
1.1 Dağ 2
1.2 Er Ryan’ı Kurtarmak (Saving Private Ryan)
1.3 Piyanist (The Pianist)
1.4 Ayla
1.5 Full Metal Jacket
1.6 Soysuzlar Çetesi (Inglourious Basterds)
1.7 Nefes: Vatan Sağolsun
1.8 Dunkirk
1.9 Lakshya
1.10 Kara Nisan (Sometimes in April)
1.11 Sınırsız Canavarlar (Beasts of No Nation)
1.12 The Ghazi Attack
1.13 Mısır Adası (Corn Island)
1.14 300 Spartalı (300 Spartan)
1.15 Ölümcül Tuzak (The Hurt Locker)
1.16 Keskin Nişancı (American Sniper)
1.17 Truva (Troy)
1.18 13 Saat: Bingazi’nin Gizli Askerleri (13 Hours: The Secret Soldiers of Benghazi)
1.19 Çanakkale Yolun Sonu
Sizler için bugün paylaşacağım içerikte, en iyi savaş konulu filmleri inceleyeceğim. Burada yer alan filmlerin hepsi tabii ki direkt olarak savaşları anlatmıyor. Bazıları savaş öncesı ya da sırasında yaşanan olaylara başka açılardan bakıyorken, bazıları savaş sonrası olayların etkisini inceliyor. Kimi zaman savaş sahnelerini göremiyorsunuz, ancak onların ne kadar büyük dramlara sebep olduğunu birinci elden görebilirsiniz. Hadi sizleri bekletmeden hemen içeriğe geçelim.
Direkt olarak bu filmi anlatmamın sebebi, ilk filmin üzerinden çok zaman geçmiş olması ve bu filmin ondan daha etkileyici bir atmosfere sahip olduğunu düşünmemdir. İlk filmin üzerinden 7 yıl geçmiş ve ana karakterlerimiz Oğuz ile Bekir hayatta kalabilmişlerdir. Dahil oldukları özel kuvvetler timine verilen yeni görev sayesinde, İŞİD’in elinde olan bir Türk gazeteciyi kurtarmaya çalışacaklardır. Her ne kadar en iyi askerlerin yer aldığı bir tim olsalar da karşılarına sürekli yeni problemler çıkmaya devam edecektir.
Er Ryan, 3 kardeşini de savaşta kaybetmiş olmasına rağmen İkinci Dünya Savaşı’na dahil olmuştur. Ancak geride bıraktığı ailesinin sesi duyulur ve onun o can pazarından her ne pahasına olursa olsun kurtarılması istenir. Normandiya çıkarması olarak bilinen tarihin en kanlı savaş anlarından birisinde, bir grup asker tamamen farklı bir amaç için yol almaya başlar. Bu sekiz kahraman asker, Er Ryan’ı kurtarmak ve onu sağ salim geri götürmek dışında bir göreve sahip değildir. Ancak tek bir kişi için bütün bu askerleri ölüme göndermek, işte sorgulanması gereken nokta budur.
Öncelikle belirtmeliyim ki bu film Cannes’da ödül alan başarılı bir filmdir. Bu savaş filmleri arasında özel bir yere sahip olan Piyanist, adından da anlaşılacağı üzere Szpilman isimli bir piyanistin başından geçenleri anlatıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya Polonya’yı işgal eder ve bir şekilde ana karakterimiz hayatta kalır ve yakalanmaz. Bu süreçte çok acı çeker ve zor durumda da olsa yaşamaya çalışır. Bir noktada kendisine uzanan bir Alman subayının eli sayesinde bambaşka bir yolculuğa çıkacağı günleri beklediğinin farkında bile değildir.
Küzey Kore’nin Güney Kore’ye savaş açtığı 1950li yıllarda geçen bir filmdir. Türkiye, Kore’ye gönderdiği askerleri ile orada başarılı işler yapmaktadır. Ancak bütün bu hengamenin içinde ailesini kaybetmiş bir küçük kız çocuğu Süleyman Astsubay tarafından bulunur. Aylarca onun bakımını kendisi üstlenir ve yanlarında yaşamasını sağlarlar. Bir süre sonra geri döneceklerini bildikleri için de onu yanlarında getirmek isterler ancak maalesef ki bu durumu bir türlü çözemezler. Gerçek bir olayı oldukça başarılı bir şekilde beyaz perdeye yansıtan bu yapım IMDB puanı ile de oldukça iyi bir yere sahiptir.
Vietnam Savaşı Amerikalılar için çok büyük acılara sebep olmuş bir olaydır. Bunun üzerine çekilen birçok filmden birisi olan Full Metal Jacket, olaylara bambaşka bir açıdan bakıyor. Daha çok savaş öncesi ve sırasında yaşanan olayların askerler üzerindeki etkilerini görebildiğiniz bu yapım normal savaş filmlerine pek benzemiyor. Özellikle karakter incelemelerinin yapıldığı filmde yaşanan savaş sahneleri de olayların ne kadar gerçekçi olduğunu ve yaşananların vahşetini daha çok gözler önüne sermektedir.
Tarantino’nun çok başarılı yapımlarından birisi ile karşınızdayım. Bu filmdeki ana karakterlerimizden olan Shosanna, ailesini Almanların Fransa’da yaptığı saldırılarda kaybetmiştir. Gözleri önünde ailesi öldürülünce de haliyle bir intikam duygusu onun içini kaplamaktadır. Almanlar için çok önemli bir yeri olan Frederick Zoller, kendisinin işlettiği sinemada çekilen bir film için gala düzenlemek ister. Bunu intikam için çok iyi bir araç olarak gören karakterimiz hemen kabul eder. Ancak Nazi düşmanı soysuzlar isimli çete bu durumdan haberdar olur ve yüksek rütbeli Nazilerin de olacağı galayı hedef alırlar.
Karabal Tepe’de yaşanacakların öncesini ve o anda neler olduğunu anlatan bir filmdir Nefes. Savaş filmlerine bambaşka bir bakış açısı getirmiştir. Çünkü film o yüksek tepelerde, kar kış demeden vatanı korumak için neler yaşandığını gözler önüne sermektedir. Özellikle de Mete Yüzbaşı’nın 40 askeriyle birlikte yaşadığı her şeyde kendinizden bir parça bulacaksınız. Onlarla birlikte gülecek onlarla birlikte ağlayacaksınız. Kesinlikle izlenmesi gereken filmlerden bir tanesidir.
Dunkirk, İkinci Dünya Savaşı’nın en önemli anlarından birisine ev sahipliği yapmıştır ve film de ismini buradan almaktadır. Nazi Almanya’sının her taraftan kuşattığı Dunkirk bölgesinde 400 bin asker vardır. Almanlar özellikle hepsini havadan bombalamak ve onları yok etmeyi planlar. Ancak İngilizlerin bu durumu tersine çevirmek için planları vardır ve onu uygulamaya koyarlar. İşte tam bu noktada, savaşın en tehlikeli ve imkansız görünen tahliyesi başlar. Film bütün bu olayları birçok farklı noktadan başarıyla izleyici ile buluşturmaktadır.
Filmdeki ana karakter Karan, çok tembel ve hiçbir hedefi olmadan hayatına devam etmektedir. Arkadaşının askere yazılması ile kendisi de bu düşünceye dahil olur ve denemek ister. Ancak sürekli aldığı cezalar onu yorar ve bir süre sonra yapamayacağını düşünüp oradan kaçar. Ailesi ve sevgilisi tarafından sürekli bu durum karşısına çıkınca da askere geri dönmeyi kafasına koyar. Ama bu defa her şey bambaşka olacaktır. Bütün olumsuzluklar göğüs gererken, çıkan bir savaş her şeyi daha da değiştirecektir.
Savaş filmleri en başta da belirttiğim gibi sadece savaşı göstermez. Bu savaşa neden olani savaşın içinde bulunan ve sonrasında etkisini yaşayan insaları da gösterebilir. İşte bu noktada çok başarılı bir anlatıma sahip olan, insanı derinden etkileyen filmlerden birisidir Sometimes in April. Ruanda’da yaşanan soykırımı çok gerçekçi ve net bir şekilde anlatmaktadır. 70 günde öldürülen 100 binlerce insan için, Birleşmiş Milletler’in ne kadar aciz kaldığını çok iyi gördüğümüz bir yapımdır.
Agu, adını dahi bilmediğiniz bir Afrika ülkesinde yaşıyordu. Ancak oradaki yaşantının akışı gereği kendini savaşın ve ölümün içinde buldu. Film size bunu anlatıyor ve kendinizi orada düşünmenizi sağlıyor. Ne kadar empati kursanız da inanılmaz acıların yaşandığı o ortamda olmanın ne hissettireceğini bilemem diyorsunuz ama bu film size bunu çok iyi anlatıyor. Kesinlikle izlemenizi öneriyorum. 2 saatlik bu film sizlere çok şey anlatacaktır.
Hindistan yapımı film, 1971 yılında yaşanan savaşı, özellikle de denizlerde yaşanan olayları konu alıyor. Doğu Pakistan için savaş halinde olan Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim daha da artmıştır. Pakistan, denizlerde kontrolü ele almak için Vikrant uçak gemisini vurmak ister ve bunun için Ghazi isimli denizaltıyı oraya gönderir. Ancak bilmedikleri şey, Hintlilerin onlara karşı Karanj denizaltısını görevlendirdiğidir. Deniz altında yaşanan bu savaşı özellikle olaylara farklı bir bakış açısı kazandırması için tavsiye ediyorum.
Bir Gürcistan yapımı olan Mısır Adası filmi, savaşın vahşetinden uzakta doğa ile bir arada yaşam savaşı veren bir dede ve torununu anlatıyor. Gürcistan ve Abhazya’nın sınırında bulunan bir nehir üzerinde suların çekilmesi ile oluşan adacıklar, sonrasında köylülerin orada ürünler yetiştirmesine ve gelir elde etmesine izin verir. Bahsi geçen karakterlerimiz de her iki tarafın askeri hareketliliği arasında kendilerine bir yaşam kurmaya çalışıyor. Ancak film konuşmalara odaklanmak yerine olayları sizlere göstererek daha iyi hissettirmeye odaklanıyor.
Zamanın Pers Kralı Xerxes, önüne gelen bütün orduları bir bir yenmekte ve gücüne güç katmaktadır. Emrindeki orduyu Yunanlıların üzerine de göndermeyi planlamaktadır. Kendileri gururlu bir yaşam süren Spartalılar, böyle bir buyruğun altına girmeyi kabul etmez ve karşı koymayı düşünür. Bunun için tanrılardan yardım isterler ancak karşılık bulamazlar. Bunun ardından kral Leonidas, 300 kişilik ordusu ile düşmanın karşısına çıkar.Bir yandan kendilerine destek gelmesini bekliyorlar diğer yandan da ölüme meydan okuyorlardır.
Savaş filmlerinden alışık olduğunuz bomba imha olaylarını işleyen bu film, benzerlerine göre biraz daha farklı işleniyor. Özellikle gerçekçi bir film bekliyorsanız, bu film sizin beklentinizi karşılamayabilir. İçeriğinde çok fazla propaganda olmayışı ve daha farklı karakter işleyişi sayesinde yüksek IMDB puanları elde etmiştir. Ancak gerçek hayattaki bomba imha konusundan biraz uzaklaşarak işlemektedir olayları. Özellikle de ana karakter olan William James’in verdiği kararlar çoğu zaman kendini sorgulatabilmektedir. Ancak yine de gerilimi ve drama yüksek bir yapımdır.
Film, 2013 yılında ölen Chris Kyle’ın kendi yazdığı kitabından esinlenerek çekilmiştir. Irak’ta görev yapan deniz kuvvetlerine bağlı bir asker olan Kyle, 150’yi aşkın Iraklıyı öldürmüştür. Film de zaten bu aşamalara nasıl geldiğini ve sonrasında neler yaşandığını çok güzel anlatmaktadır. Zaten filmin yapısı ve olayları işleyişi ile savaş filmleri arasında özellikle otobiyografi tarzında iyi bir iş çıkardığı görülebilir.
Bir aşk sebebiyle çıkan savaşı konu alan Truva, geçilmez duvarları ile bilinen büyük bir şehirdir. Buranın prensi Paris, Sparta’nın kraliçesi ile yasak bir aşk yaşar ve onun kendine kaçmasını sağlar. Bunu öğrenen kral ile intikam almak için bütün Yunan ordularını kendi tarafında savaşmak için ikna eder. Truva’ya karşı büyük bir saldırı başlayacaktır ve bu noktada herkes kendi açısından çıkarlarına uygun kararlar almaktadır. Ancak o duvarlar gerçekten aşılabilecek midir?
2012 yılında Amerika’da yayınlanan bir filme tepki olarak, ABD’nin büyükelçiliklerine bazı saldırılar düzenlenir. Filmin konu aldığı Bingazi’deki saldırı da özellikle bunlarla alakalıdır. Saldırıyı yapan terörist gruplar, elçiyi aradıkları yerde bulamayınca farklı noktalara saldırmaya devam ederler. Bu noktada ise kurtarma ekibi olarak gönderilen özel kuvvetler devreye girer. 13 saatlik operasyon sonucunda hedeflenen herkesi canlı kurtarabilmektir.
Birinci Dünya Savaşı’nın en zorlu cephelerinden birisi olan Çanakkale’de geçen bu film, ana karakter olarak iki kardeşi konu almaktadır. Savaşa katılmak için beraber gelen iki kardeşten birisi keskin nişancılığı ile kendinden söz ettiren Muhsin’dir. Kardeşi Hasan’ın geri görevde olmasını ister ve en önde düşman askerlerine kayıplar verdirmek için kendisine iletilen görevi ifa etmeye başlar. Zamanla Anzak askerlerinin sayısını azaltmaya başlayan Muhsin’in adı karşı tarafta da duyulmaya başlar. Olaylar daha da farklı bir hal almaya başlar.