Antibiyotikler, bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarla onları öldürerek veya büyümelerini ve çoğalmalarını durdurarak savaşmak için tasarlanmış ilaçlar. Ancak bazıları virüsleri veya mantarları hedef alır ve bakteriyel enfeksiyonlar üzerinde işe yaramaz.
Her biri kendine özgü şekilde çalışan farklı antibiyotik sınıfları var. Örneğin penisilin bakteri hücre duvarlarını bozar, makrolidler ise bakterilerin gerekli proteinleri üretmesini engeller. Her sınıf belirli bakteri türlerini hedef aldığından, bu farklılıkları anlamak etkili tedavi için çok önemli.
Çoğu insanın hasta olduğu an doktordan talep ettiği ilaç antibiyotikler oluyor. Peki sadece boğaz ağrımız varken antibiyotik alabilir miyiz?
İnsanlar bu ilaçların sebepsiz yere kullanıldığında çok hoş olmayan sonuçlara yol açtığını tam anlamıyla bilmiyor. Ancak antibiyotik direnci giderek artan bir endişe kaynağı. Eczacı Alexander Olumese bunların ne zaman alınması gerektiğini açıklıyor.
Olumese'e göre antibiyotikler soğuk algınlığı, grip veya COVİD-19 gibi viral enfeksiyonlara karşı etkisiz. Ayrıca maya enfeksiyonlarında da işe yaramıyorlar. Bu nedenle gerekmedikçe alınmaması gerekiyor.
Dikkatsiz kullanımları ise antibiyotik direncine yol açarak bu ilaçların gelecekte daha az etkili olmasına neden olabilir.
Bakteriyel enfeksiyonların belirtileri ağrı, şişlik ve ateşi içerebilir. Ancak bu semptomlar viral enfeksiyonlarda da ortaya çıkar ve bu da doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurmayı gerektirir.
Bakteriyel pnömoni, bazı idrar yolu enfeksiyonları ve strep gibi durumlar genellikle antibiyotik tedavisi gerektirir.
Antibiyotiklerin etkileri hemen görülse de, kendinizi daha iyi hissedene kadar geçen süre değişiklik gösteriyor. Çoğu insan birkaç gün içinde iyileşme görürken bu aslında enfeksiyonun şiddetine ve antibiyotiğin belirli bakterilere karşı etkinliğine bağlı.