Hamile kalmak isteyen kadınların en büyük endişelerinden biri de hamileyken fazla kilo alma korkusudur. Gebeliğin doğal seyrinde oluşan hormonal değişiklikler, mide bulantıları ve reflü gibi nedenler; anne adaylarında midede yanma ve kazıntı, sık acıkma hissi veya sürekli atıştırma isteği uyandırabilir. Bunun sonucunda kilo alımı gerçekleşir. Hamilelik sürecinde hem sağlıklı olmak hem de doğru beslenme alışkanlığına kavuşmak erken doğum, düşük doğum gibi birçok sornun ortadan kaldırır.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Elif Meşeci, genel sağlıklı beslenme kurallarının hamilelik sürecinde de geçerli olduğuna dikkat çekerek, 'İdeal kilo alımını sağlayacak, makro ve mikrobesin ihtiyaçlarını karşılayacak, bağışıklık sistemini destekleyecek ve varsa sağlık sorunlarınıza uygun modifikasyonları sağlayacak şekilde bir beslenme programı uygulamalısınız. Bunun için tabağınızın yarısı bol renkli mevsim sebzeleri, 1/4'ü protein, 1/4'ü kompleks karbonhidrat içermeli. Ayrıca gün içerisinde 2-2,5litre su tüketmeyi de asla ihmal etmeyin' diyor. Ancak hamilelik sürecinde yapılan bazı beslenme hataları anne ve bebeğin sağlığını ciddi boyutlarda tehdit edebiliyor, çok daha kötüsü ölümcül sonuçlara yol açabiliyor! Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Elif Meşeci, sağlıklı hamilelik için kaçınmanız gereken beslenme hatalarını anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
TEK TİP BESLENMEK
Hamilelik döneminde yetersiz ve kötü beslenmek hem bebekte hem anne adayında ciddi sağlık problemlerinin gelişmesine adeta davetiye çıkartıyor. Örneğin demir eksikliği kansızlık yapabiliyor, bu durum bebeğin yetersiz büyümesine yol açmasının yanı sıra annede halsizlik, çarpıntı ve kalp yetersizliği gibi tablolar oluşturabiliyor. Yetersiz kalsiyum alımı da bebekte kemik-iskelet sisteminin sağlıklı gelişmesini önlerken, annede gebelik zehirlenmesi ve kemik erimesiyle sonuçlanabiliyor. Doç. Dr. Elif Meşeci, 'Hamilelik döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin aslında hiç bilinmeyen en önemli yönü ise bebeğin yetişkinlikteki obezite, diyabet, yüksek tansiyon veya koroner kalp hastalıkları gibi kardiyo-metabolik hastalık riskinin ve entelektüel kapasitesinin anne adayının ne kadar sağlıklı beslendiğiyle yakından ilintili olmasıdır' diyor. Dolayısıyla hamilelik sürecinde sizin ve bebeğinizin; demir, kalsiyum, D vitamini, A ve B vitaminleri, omega-3 yağ asitleri(EPA+DHA), protein ile enerji ihtiyacını karşılayacak olan dengeli–yeterli beslenme programı oluşturmalısınız. Sebze ve meyveleri mevsimine göre tüketmeniz de dikkat etmeniz gereken bir başka önemli noktayı oluşturuyor.
KAFEİNİ ABARTMAK
Kafein hamilelik döneminde vücuttan daha yavaş atılıyor ve plasentayı geçerek bebeğin kan dolaşımına karışabiliyor. Yapılan bazı çalışmalarda, hamilelikte yüksek dozlarda kafein tüketiminin düşük, erken doğum ve düşük doğum ağırlığına neden olabileceği ortaya konmuş. Ayrıca annede çarpıntı, tansiyon yükselmesi, anksiyete, karın ağrısı ve ishal yapabiliyor. Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Derneği, hamilelikte kafein tüketiminin günde 200 mg'dan az olması gerektiğini belirtiyor. Kahve, siyah çay, yeşil çay, enerji içecekleri, kola ve çikolata kafein içeren içecek ve besinlerden. Bir fincan Türk kahvesinde 50-60mg, 1 kupa filtre kahvede 150-200mg, 1 fincan siyah çayda 20-40mg kafein yer alıyor.
KAHVALTI ETMEMEK
'Gece boyunca harcanan glikozun yenilenmesi ve kan şekerinin dengelenmesi için kahvaltı etmek şart' uyarısında bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Elif Meşeci, şöyle devam ediyor: 'Kahvaltının atlanmaması hamilelik döneminde ayrı bir önem taşıyor.
Bu öğün atlandığı takdirde anne adayında gün içinde halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı ve tansiyon düşmesi gibi sorunlar gelişebiliyor. Kahvaltıda yulaf ezmesi, süt veya yoğurt, meyve, fındık-ceviz gibi yağlı tohumlardan oluşan gevrek kasesi hazırlayabileceğiniz gibi; sebzeli bir omlet, peynir, tam tahıllı ekmek, bal ve rengarenk bir mevsim salatasıyla da güne başlayabilirsiniz'
İKİ KİŞİLİK BESLENMEK
Anne adayı bebeğinin daha sağlıklı olacağını düşünüp, hamilelik döneminde 'iki kişilik' beslenmek gibi önemli bir hataya düşebiliyor. Gereksiz kilo alımına neden olabilen bu yanlış inanış anne adayına ve bebeğe yarardan çok zarar veriyor. Öyle ki hamilelikte aşırı kilo alımı; erken doğum, gebelik şekeri, yüksek tansiyon, gebelik zehirlenmesi, bebekte büyüme-gelişme anormalliği, doğumda omuz takılması; doğum sonrası dönemde ise tromboemboli, anemi, yara yeri enfeksiyonları, yenidoğanda kan şekerinde düşme ve polistemi (kırmızı kan hücrelerinde artış) gibi pek çok sağlık sorununa neden olabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Elif Meşeci, hamilelik sürecinde ideal kilo artışının hamile kalındığı andaki vücut kitle endeksine göre belirlendiğini vurgulayarak, şöyle konuşuyor: 'Eğer anne adayı kilolu ise 5-11 kilo, normal kiloda ise 11.5-16 kilo, zayıf ise 12.5-18 kilo tüm hamilelik süresince alması gereken ortalama kilo artışı oluyor.
Anne adayının kilosuna göre değişmekle birlikte, genellikle ilk trimesterde ek kalori ihtiyacı olmuyor, 2-3. trimesterde ise ek olarak günde 300-450 kalori artışı yeterli geliyor' diyor.
HATALI BESİNLER TÜKETMEK
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Elif Meşeci, hamilelik döneminde kaçınmanız gereken besinleri şöyle anlatıyor:
Pastörize edilmemiş çiğ süt ile süt ürünleri, pastörize edilmemiş peynir: Listeria gibi bakteriler içerebilen bu besinler anne ve bebekte enfeksiyona neden olabiliyorlar.
Pişmemiş-az pişmiş kırmızı et, tavuk, balık: Düşük ve erken doğum gibi ciddi sorunlar oluşturabilen toksoplazma başta olmak üzere, çeşitli bakteri ve parazitler bu yiyeceklerde bulunabiliyor.
İşlenmiş, yanmış, trans yağ içeren gıdalar(fast food) / konserve besinler: Başta şarküteri ürünleri-tütsülenmiş etler olmak üzere listeria gibi pek çok bakteriyi taşıyabilecekleri ve toksik katkı maddeleri içerdikleri için bu gruptaki besinlerin hamilelikte tüketilmeleri önerilmiyor.