Her 8 kadından 1’inin meme kanserine yakalandığını vurgulayan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal, “Maalesef her 8 kadından 1’i meme kanserine yakalanıyor. Üstelik bu oranı değiştirebilecek, azaltabilecek bir tedavi
Meme kanserinin kadınlar arasındaki en yaygın kanser tipi olduğunu ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
“ERKEN TANI İÇİN TARAMA YÖNTEMLERİ ÖNEMLİ”
Erken tanıda tarama yöntemlerinin önemine değinen Prof. Dr. Nursal, “Tarama yöntemleri içerisinde mutlaka her kadının kendi kendini muayene etmesi önemlidir. Her kadın 16 yaşından itibaren kendi kendini muayene etmeye başlamalı. Bu muayeneyi her ay adet kanaması bittikten 3-4 gün sonra yapmalıdır. Ama çok sık hatta her gün kontrol edenler de oluyor. Bu da doğru değil. Bu şekilde de küçük değişiklikleri fark etmek zor olur. Bu nedenle ayda bir adet kanaması bittikten 3-4 gün sonra yapmak yeterlidir. Menopozdaki kadınlar kendi kendine muayeneyi ayın herhangi bir günü yapabilir. 20 yaşından sonra yılda bir kez doktor muayenesi yapılması önemlidir. Meme kanseri erkeklerde de görülebilir, bu nedenle risk faktörü taşıyan erkekler başta olmak üzere tüm erkeklerin değişiklikleri takip edip gözlemlemesi gerekir” diye konuştu.
“MAMOGRAFİ TARAMA TESTLERİNİN EN ÖNEMLİLERİNDEN BİRİ”
Meme kanseri veya meme hastalıklarında sadece kişinin kendi muayenesi veya doktor muayenesinin yeterli olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Nursal, “Meme hastalıklarının tanınması için çeşitli görüntüleme yöntemleri bulunmaktadır. Mamografi bunların başında geliyor. Mamografi tarama testlerinin en önemlilerinden biri. 40 yaşından 50 yaşına kadar her kadının iki yılda bir, 50 yaşından 70 yaşına kadar da her yıl mamografi yaptırmasını öneriyoruz. Mamografinin temel mantığı x ışınlarının meme dokusuna yönlendirilerek elde edilen görüntünün değerlendirilmesidir. Mamografinin mikrokalsifikasyon dediğimiz kireçlenmeleri çok iyi gösterdiği, kitleleri çok iyi ayırt ettiğini biliyoruz. Tabi mamografi tek başına yeterli değildir. Hiçbir muayene tek başına yeterli değildir. Hepsinin yapılması gerekir. Çünkü bu tetkikler birbirini tamamlayıcı tetkiklerdir. Bu nedenle erken teşhis için tarama testleri ihmal edilmemeli” ifadelerini kullandı.
“MEME ULTRASONUNU KİTLELERİ ÇOK İYİ AYIRT EDEBİLİYOR”
Mamografinin tarama testlerinin başında geldiğini ifade eden Prof. Dr. Nursal, “Ancak mamografinin yetersiz olduğu bazı alanlar var. Meme ultrasonunu bu gibi durumlarda kullanıyoruz. Meme ultrasonunun avantajı ise meme dokusu içerisindeki kist dediğimiz içi sıvı dolu keselerle kitleleri çok iyi ayırt edebilmesi. Maalesef mamografi bu ayrımı yapamaz. Bir diğer tetkik ise meme MR’ıdır. Meme MR’ı özellikle kanserli hücrelerin meme içerisindeki yayılımını değerlendirmek için çok avantajlı bir tetkiktir. Ama maalesef bunu da tarama olarak kullanamayız çünkü mamografi ve meme ultrasonografisine göre çözünürlüğü düşük. Ama özel bazı boyalarla çok daha iyi sonuçlar alınabilir. Bu tetkikleri biz değişimli veya bileşik olarak kullanılabiliyoruz” dedi.