Uzun süreli ilişkilerde iniş çıkışların olması normaldir. Ancak bazen sorunların karmaşıklığı ilişkileri çıkmaza sokar. Ama ilişki sorunları aşkın önüne geçtiğinde biraz nefes almak sağlıklı mı? Bir ayrılıktan sonra yeniden
İnişli-çıkışlı ilişkiler yaşayanların en az “Seni seviyorum” kadar çok kullandığı bir ifade var: Biraz ara verelim...
Bazılarına göre ayrılığın a'sından bile bahsetmek ihtimal dahilinde değilken, bazı çiftler de sorunların tıkandığı yerde biraz ara verip, meseleleri daha sakin şekilde ele almayı tercih edebiliyor. Peki ara vermek ilişkiye kalıcı bir zarar verir mi, yoksa durup bir mola verdikten sonra ilişkiye daha güçlü dönmek mümkün mü?
Klinik psikolog Sibel Deniz Toledo, bu sorunun tek bir yanıtı olmadığını söylüyor ve ekliyor:
'Tarafların bu süreyi nasıl değerlendirdiği de çok önemli, eğer amaç karşındakini anlamak ve olayları soğukkanlılıkla değerlendirmek ise olumlu bir sonucu olabilir ya da tam tersi bir amaç varsa, bu ayrılık için bir ön hazırlık aşaması da olabilir.'
Çiftlerin bunu neden yapmak istediklerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Toledo, 'Bazen ilişkiye verilen aralar ilişkiye yeni bir nefes getirebilir. Çiftler, bu sürede birbirlerine düşünmek için bir alan tanır ve bazen kenetlenmek için de bu aralar iyi olabilir' diyor.
Çift ve aile terapisti Neşe Doğan Yüksel ise, ara vermek yerine 'ilişkiyi gözden geçirmek' ifadesini tercih ettiğini belirtiyor. Bu süreçte çiftlerin hem kendisine hem de ilişkiye dışarıdan bakabildiklerine işaret eden Yüksel, ara vermenin ilişkiye değer ve özen veren bir bakım gibi de düşünebileceğini belirtiyor.
Doğan, bu sürecin ayrılıkla neticelenme ihtimalinin de göz önünde tutulmasıyla ilgili olarak ise, “Bu bir risk. Yani çiftler bunu bir test gibi düşünebilir, bu testi geçebilirler de geçemeyebilirler de...” demekte.
Doğan ara vermeyi ayrılık provası gibi görmemek gerektiğinin önemine değinerek, sürecin kişinin kendine ayıracağı özgür bir zaman ve sorunlarının, beklentisinin, ihtiyaçlarının ne olduğuna bir bakış gibi düşünülebileceğini aktarıyor.
İki tarafın da ilişki üzerine düşüneceklerini, yani bir noktada ilişkiyi sorgulayacaklarını vurgulayan Doğan, “Bu sayede yıpranmalardan kurtulabilir, kendilerine neleri doğru neleri yanlış yaptıklarını sorabilir, şapkayı önlerine koyup düşünebilirler” ifadelerine yer veriyor.
“Bu süreçte iletişim kesinlikle kopmamalı ama bu istedikleri zaman görüşmek anlamına da gelmemeli” diyen Doğan, her şeyden önce bu aranın süresinin belli olması gerektiğinin altını çiziyor. Doğan, süre bittiğinde de bir değerlendirme yaparak, neler olduğunu konuşma tavsiyesi sunuyor.
Bu sürecin bir çift ve aile terapistiyle birlikte yürümesinin daha iyi olacağını dile getiren Doğan sözlerine şöyle devam ediyor:
“İlişki bir kısır döngüye girdiğinde, tartışmalar çok çoğaldığında, kavgalar uzlaşmayla sonuçlandırılamadığında, birlikte vakit geçirmekten imtina edildiğinde, cinsellik en arka plana atıldığında, ilişki mutluluktan çok şikayet getirmeye başladığında ve gün içinde sürekli ilişki sorgulanmaya başlandığında ara verilmeli. Gözden geçirme sürecinde genelde çiftin çevresindeki kişiler 'Seni aldatıyor' ya da 'Ayrılığa kılıf hazırlıyor' gibi sözler söyler; bu sözlere kulak kapatmak gerekiyor.”
İlişki terapisti ve danışmanı Simone Bose ise, bazı danışanlarının tartışmalarının çok karmaşık ve duygusal olduğunun ve bu tartışmaların çiftleri çıkmaza soktuğuna şahit olduğunun altını çiziyor.
“Aslında ilişkilerini kurtarmak istiyorlar fakat ilişkide o kadar kaybolmuşlar ki nasıl kurtaracaklarını bilemiyorlar” diyen Bose, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Birbirlerini çok seviyorlar ama içinde bulundukları durum çok olumsuz. O nedenle ara vermekten başka çare bulamıyorlar. Böyle hallerde ara vermek gerçekten iyi bir karar olabilir.”
Kişilerin bazen kendilerini ilişkiye çok kaptırdıklarına ve benlikleri ile yargılama hislerini kaybetmeye başladığına işaret eden Bose, “Kendi arkadaşlarınızla değil de sevgilinizin arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirdiğinizi ya da kendiniz için daha az zaman harcadığınızı fark ettiğinizde 'Ara vermeli miyiz?' sorusunun cevabı evet olabilir” diyor.