İstanbul, Türkiye'nin sadece en güzel ve en büyük şehri değil, aynı zamanda tarihi yapısı ve daha birçok özelliği ile her zaman görülmeye ve keşfedilmeye değer. Aynı zamanda, bu güzel ve uçsuz bucaksız şehrin keşfedilmeye değer yö
İstanbul, bilhassa transit yolcular için en önemli aktarma merkezlerinden bir tanesidir. Şüphe yok ki bu durumda Türkiye'nin bayrak taşıyıcı firması olan Türk Hava Yolları'nın da etkisi pek fazladır. Yeni açılan İstanbul Havalimanı özellikleri de bu durumu kanıtlayıcı olarak ortaya koymaktadır.
İstanbul ismi, Yunanca'daki 'Eis ten polin' söz öbeğinden gelmektedir. Bu söz öbeğinin manası ise 'şehre doğru' olarak tercüme edilebilir. Bu antik dönemlerde İstanbul'a giden yolu tanımlamak adına kullanılmakta olan bir tabirdir. Bugünkü ismini de oradan almıştır.
İstanbul, sokaklarda seyyar ayakkabı boyacılarının olduğu iki Avrupa kentinden bir tanesidir. Elbette bu boyacılar da kente bir renk katmaktadır. Bir diğer şehir ise Portekiz'in başkenti Lizbon'dur.
Stratejik öneminden ve iki kıtayı bir arada tutmasından dolayı tarih boyunca hiç rahat bırakılmayan bir şehir olmuştur. Hal böyle olunca da her daim bu şehri kuşatan birileri bulunmuştur. En sonunda Osmanlı Devleti tarafından bu kuşatmalar gerçekleştirilmiş ve şehir durulmuştur.
İstanbul, sokak yemekleri ile de son derece popüler olan bir kenttir. İstanbul simidinden balık ekmeğe, dürümden kokoreçe kadar pek çok sokak yemeği ile ün kazanan bu şehir, bu yönü ile yabancıların da hayli ilgisini çekmektedir.
Eğer yabancı şehirlerin sokak lezzetleri hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz 'Dünyanın En Lezzetli Sokak Yemekleri' içeriğini okuyabilirsiniz.
Elbette pek çok şehrin sınırları içerisinden deniz geçebilir. Fakat İstanbul, şehrin tam merkezinden denizin geçmesi yönüyle diğerlerinden ayrılacaktır.
İstanbul'un fethi, Hz. Muhammed tarafından da müjdelenmiştir. Şöyle ki, Hz. Muhammed İstanbul'un elbet bir gün fethedileceğini öngörmüş ve bu kenti fetheden hükümdarı övmüştür.
İstanbul, yüzlerce sene Osmanlı Devleti'ne başkentlik etmiştir. Bugün bu denli geniş bir tarihi dokusunun olması ve Türkiye'nin en büyük şehri olarak ifade edilmesi de bundan dolayıdır.
Kimi zaman yangınlardan dolayı kimi zaman ise savaşlardan dolayı şehir yerle yeksan hale gelmiştir. Hal böyle olunca da bu şehrin defalarca kez tekrar inşa edilmesi icap etmiştir.
İstanbul, yaklaşık 60 yıl boyunca Latinleri de misafir etmiştir. Bu toprakları sefalet ve fakirlik içerisindeki yıkık bir yaşantı neticesinde terk eden Latinler, Bizanslılar tarafından da 'Latin Köpekler' olarak anılmıştır.