Ali Tozkoparan, basın açıklamasında, İkizdere’de yaşanan çevresel yıkım sürecine dikkat çekerek, "1 Nisan 2021’de Eskencidere Vadisi’nde büyük bir basın açıklaması yaparak bu projelere karşı duracağımızı ilan ettik. O günden bu yana, vadide nöbet tutarak mücadelemizi sürdürdük. 21 Nisan’da iş makinelerinin bölgeye girmesiyle direnişimiz aktif bir hale geldi. Gürdere köyünden emekçi kadınların da katılımıyla direniş büyüdü, ancak güvenlik güçlerinin müdahalesi pek çok kişinin yaralanmasına neden oldu. Bu süreçte İkizdere’de sokağa çıkma yasağı ilan edilerek köylüler baskı altına alındı" dedi.
Tozkoparan, Rize İdare Mahkemesi’nin 15 Mayıs 2024 tarihinde aldığı karara atıfta bulunarak, “Mahkeme, ‘ÇED gerekli değildir’ kararının hukuka uygun olmadığına hükmetti. Bilirkişi raporunda, tarım alanları ve arıcılık bölgelerinde oluşan tozlanma etkileri, flora ve fauna araştırmalarının yetersizliği gibi pek çok eksiklik tespit edildi. Cengiz İnşaat ve ortağı, projeyi kontrolsüz şekilde genişleterek vadinin doğal dengesini geri dönülemez şekilde bozdu. Artık sabrımız tükendi. Mahkeme kararına uyun ve İkizdere’den derhal çekilin. Ormanlar ve nehirler sermaye değildir” ifadelerini kullandı.
Kadıköy’deki protesto, çevre duyarlılığını artırmak ve İkizdere’deki doğa katliamına son verilmesi çağrısıyla son buldu. Eylemin ardından, bölgedeki gelişmelerin yakından takip edileceği ve gerekirse yeni eylemler düzenleneceği belirtildi.