Eseri meydana getiren yazar anlamı güçlendirmenin yanında, az kelime kullanarak daha çok şey ifade etme, metnin etkinliğini ve ilgi çekiciliğini arttırmak gayesiyle çeşitli edebi sanatları ustalıkla kullanılabilir.
İstifham Nedir?
İstifham nedir sorusuna yanıt vermeden önce Türk edebiyatında kullanılan söz sanatlarından kısaca bahsetmek yerinde olacaktır. Edebiyatta kullanılan söz sanatları; mecaza dayalı sanatlar, anlama dayalı sanatlar, söze dayalı sanatlar ve düşünceye dayalı sanatlar olmak üzere dörde ayrılırlar.
Bugünkü yazımızın konusu olan istifham sanatı da kullanılan kelimelerin anlamına dair bir sanat olması sebebiyle anlama dayalı söz sanatları içinde yer almaktadır. Peki, istifham nedir? Kelime anlamı olarak soru sormak ve soru yoluyla anlamak manasına gelen istifham sanatı; duygu ya da düşüncelerin daha ilgi çekici aktarılması adına soru sorma yönteminin kullanılmasıdır.
İstifham sanatında, anlatımı daha güçlü hale getirmek maksadıyla metin içinde sorular sorulur ancak bu sorulara bir cevap beklenmez. Yanıt amacı gütmeyen bu söz sanatında temel gaye, verilmek istenen duygunun daha etkili bir şekilde ifade edilmesidir.
Bir edebi eserde kullanılan istifham sanatının öne çıkan özellikleri ise şu şekildedir:
İstifham sanatı hususunda önemli olan noktalardan bir tanesi ise bu söz sanatının tecahülüarif ile karıştırılıyor olmasıdır. Her ne kadar her iki söz sanatında soru sorma yöntemi kullanılıyor olsa da bu iki sanatı birbirinden ayıran çok önemli bir nokta vardır. İstifham sanatında hem sorulan sorulara yanıt beklenmez hem de sorunun cevabına dair bir detay bulunmaz. Tecahülüarif ise bunun tam tersidir ve sorulan sorunun cevabına ilişkin metin içinde küçük ipuçları verilir.
İstifham Örnekleri
Soru sorarak anlamı güçlendirmek amacıyla kullanılan istifham sanatı örnekleri şu şekildedir:
Örnek 1:
Hani o, bırakıp giderken seni,
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda busemi,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
Gelse de en acı sözler dilime,
Uçacak sanırım birkaç kelime,
Bir alev halinde düştün elime,
Hani ey gözyaşım, akmayacaktın?
Örnek 2:
Günah, günah, hasat yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?