Kadınların yüzde 70'inde görülen miyomlar, rahimde büyüyen kanserli olmayan tümörler olarak biliniyor. Genellikle ağrı, kanama ve yorgunlukla kendisini gösteren bu durum idrar yolu enfeksiyonu riskini oldukça yüksek oranda artırıyor.
Rahimde büyüyen kanserli olmayan tümörlere miyom adı veriliyor. Belirti gösteren ve göstermeyen olarak bakıldığında miyom görülme sıklığı yüzde 70 olarak belirtiliyor.
Kısmen kas dokusundan yapılan miyomlar nadiren servikste gelişebiliyor, ancak rahmin daha büyük, üst kısmında da miyomlar bulunabiliyor.
Doktorlar, pelvik muayene sırasında çoğu miyomu görebiliyor veya hissedebiliyor. Semptomlara neden olanlar cerrahi olarak veya daha farklı şekillerle çıkarılabiliyor.
Miyomların çoğu semptomlara neden oluyor. En yaygın semptom ise, düzensiz veya ağır olabilen vajinal kanama. Bunun dışında yorgunluk ve zayıflık ve ağrılı ilişki de yaşanabiliyor. Miyomlar enfekte olursa vajinada ağrı, kanama veya akıntı ihtimali artıyor. Nadir durumlarda karında bir baskı hissi veya bir yumru, idrar yapmada zorluk görülebiliyor. Miyomlu kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları gelişme olasılığı ise daha yüksek.
Büyük miyomlar idrar yolunu kısmen tıkayabiliyor. Sarkma olarak adlandırılan vajinaya doğru çıkıntı yapabiliyor. Enfekte olabilen, kanayan veya her ikisine birden dönüşebilen sarkmış miyomlarda yaralar gelişebiliyor. Sarkmış miyomlar da idrar akışını engelleyebiliyor.
Doğurganlık çağındaki kadınların yüzde 20'sini etkileyen miyomların oluşumunu artıran bazı nedenler de var. Hiç doğum yapmamak, adet döneminin erken yaşta başlaması, aşırı kilo, alkol kullanımı, ağırlıklı olarak kırmızı et tüketimi, yüksek tansiyon, aşırı stres ve genetik faktörler gibi.
Kadın doğum uzmanları miyomların, bebeğin rahimde tutunmasına engel olabildiğini belirtiyor. Bu oluşumlar tutunan embriyonun düşmesine de sebep oluyorken erken doğum ve buna bağlı bebek ölümlerine bile yol açıyor.
Miyom varlığının tespiti için uzmanlar özellikle 35 yaş sonrası her yıl muayene edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bu yapıların ortadan kaldırılması için en kalıcı ve kesin tedavinin ise ameliyat olduğu belirtiliyor.