İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Afet Yönetimi Enstitüsü ile İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü olan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'na göre, Doğu Karadeniz'de gelecek yıllarda buharlaşma miktarı, düşen yağış miktarını aşacak düzeylere ulaşabilir.
Bölgede yaşanan hava sıcaklığı artışları sonucu kaydedilen buharlaşmanın, ilerleyen dönemlerde yağışlardan daha baskın hale geleceği öngörülüyor. Bu durum, başta çay, fındık ve mısır olmak üzere tarım ürünlerinin yetişme koşullarını tehlikeye atabilir. Uzmanlar, su kaybını minimize etmek ve kuraklık riskine karşı önlem alabilmek adına tatlı su barajlarının inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "İklim değişikliğinde en çok etkilenecek yerlerden biri Karadeniz" diyerek, bölgenin mevcut iklim yapısının gelecekteki değişimlere maruz kalacağını belirtiyor. Karadeniz'de yıl boyunca her ay yağış miktarının buharlaşmadan fazla olduğuna değinen Kadıoğlu, ancak 2040 yılına doğru buharlaşmanın yağış miktarını aşacağını vurguluyor.
Karadeniz'deki su kaynakları üzerine de konuşan Kadıoğlu, "Karadeniz'de dereler çok kısa, dik, yağmurlar yağınca akıp denize doğru iniyor. Belki ilerleyen yıllarda Karadeniz'e akan nehirlerin önünde, denizin içinde tatlı su barajları yapmamız gerekecek. Karadeniz'de suyu depolama problemi var" şeklinde konuştu.
Özellikle mısır, çay ve fındık gibi ürünlerde buharlaşmanın artmasının sulama ihtiyacını yükselteceğini dile getiren Kadıoğlu, bu durumun özellikle 2040 yıllarında temmuz aylarında belirgin hale geleceğini ifade ediyor. Aynı zamanda, çay ve fındık üretiminin zorluklarla karşılaştığına da dikkat çeken uzmanlar, buna rağmen Doğu Karadeniz'in Türkiye'nin iklim değişikliğine karşı bir tür sigortası olduğunu belirtiyor.