Günlük hayatın koşuşturmasında bazen fazlasıyla stresli ve kaygılı olabiliyoruz. Aslında bu duruma alışkanlıklarımız da yol açabiliyor.
Sinirlilik ve kaygı çok yaygın duygular olsa da çoğumuz bunları çok sık yaşamamayı dileriz. Kaygı genetik yatkınlıkla, çocukluktan gelen psikolojik travmayla veya beyin kimyasıyla bağlantılı olabilir. Ancak bazı alışkanlıkların durumu daha da kötüleştirdiğini hiç düşündünüz mü?
Eğer yeterince uyumuyorsanız veya karmaşa içinde yaşıyorsanız, güne çok miktarda şekerle başlıyorsanız, bunun olumsuz etkilerini hissetmeniz muhtemel. Bunun gibi alışkanlıklar, gerçek bir kaygı bozukluğu olsa da olmasa da herkesin kaygısını artırma gücüne sahip. İşte bizi olmamız gerekenden daha fazla gergin yapan beş alışkanlık.
Stres ve baskı nedeniyle görevlerin başka bir zamana ertelenmesi stresin daha da artmasına neden olur. Bu davranışı sona erdirmek için bazı yollar var.
Ertelemeye benzer şekilde bir de kaçınma da var. Psikologlar, kaygıyı artıran ana davranışlardan birinin, bir şeyi denememek veya ondan kaçınmamak olduğunu söylüyor. Bunda çok ciddi bir etken de yukarıda bahsettiğimiz mükemmellik arayışı.
Psikolog Jennifer Anders'e göre kaygılanmanıza neden olan durumdan, yerden veya kişilerden kaçındığınızda kaygı daha da kötüleşir. Kaçınma, stres döngüsünü besler ve durumu daha da kötüleştiren hormon tepkisini artırır.
Bilimsel araştırmalar, birçok nesnenin bulunduğu darmadağın mekanları kaygı, sinirlilik ve depresyonla ilişkilendiriyor. Anders bu konuda şunları söylüyor:
"Dağınıklık beyniniz için gereksiz uyaranlar yaratır ve siz kapının yanındaki çekmecenin karmaşasında anahtarlarınızı ararken suçluluk, kızgınlık veya utanç duygularını artırır."
Bunu ortadan kaldırmak için odak noktanızı para harcamaktan ve eşya satın almaktan deneyimlemeye ve insanlarla bağlantı kurmaya kaydırın. Doğada vakit geçirin ve sevdiklerinizle sohbet edin. Bu deneyimlerin hiçbir maliyeti yoktur, stresi azaltır ve hayatınızı dağınıklığın asla yapamayacağı şekillerde zenginleştirir.
Beslenmemiz bağırsaktaki iyi ve kötü bakterilerin dengesinde büyük bir rol oynar. Bu da depresyon ve anksiyete gibi duyguları direkt olarak etkiliyor. Evde kendi hazırladığınız daha sağlıklı yiyeceklere ve yemeklere yatırım yapın. Bol miktarda su içmeyi ve vücudunuzu doğru şekilde nemlendirmeyi unutmayın; ayrıca yeterli sıvı alımı zihinsel sağlığımızın daha iyi olmasına katkıda bulunur.