Çine ilçe merkezine 5 kilometre mesafedeki verimli bir ovanın içinde yer alan Tepecik Höyüğü'nde 2004'te başlayan kazı çalışmaları, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevinç Günel başkanlığında devam ediyor.
Elde edilen bulgularla 7 bin 500 yıl öncesine kadar yerleşimin bulunduğu, tarım ürünleri ve obsidyen ticareti yapıldığı belirlenen höyükte bu yılki kazılarda saray veya mabet mimarisine sahip bir yapı ve içinde yer alan tahıl ambarı gün yüzüne çıkarıldı.
Milattan önce 1350-1300 yıllarında Hitit Krallığına bağlı bir ülke olan Arzava ya da Mira Krallığı dönemine ait olduğu değerlendirilen yapıdaki küplerin içindeki kalıntılar ise arkeobotanik incelemeye tabi tutulacak.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Sevinç Günel, AA muhabirine, Aydın bölgesindeki en eski yerleşim olduğu tespit edilen Tepecik Höyüğü'nün binlerce yıl kesintisiz yaşama ev sahipliği yapması dolayısıyla kazıların tabakalar halinde devam ettiğini söyledi.
Höyükte milattan önce 2000'li yılların yerleşim ve kültür tabakalarını kazdıklarını, yerleşkenin güneyindeki çalışma sırasında ise Geç Tunç Çağı'na ait mimariye ait kalıntılar bulduklarını belirten Günel, şu bilgileri verdi:
"Höyük aslında çok uzun soluklu bir yerleşim sürecine sahip ve şu anda milattan önce ikinci bin yerleşim kültür tabakasını kazıyoruz. Bu alanda Geç Tunç Çağı dediğimiz yani milattan önce 13. yüzyıla ait mimari kalıntı, görkemli bir duvar yapısı ve buluntularıyla bize sürpriz yaptı. Bu da mimaride daha önceki yıllardan farklı olarak oldukça kalın, görkemli bir duvar örgü tekniğine sahip ve olası çok büyük bir yapı. İlk öngörülerimize göre de kamusal yapıya ait olduğunu söyleyebileceğim bir mimari. Bu yapıyla ilişkili iri küpler tespit edildi. Bu küpler, tamamen ambar yani silo işlevini görüyor. Dolayısıyla görkemli, kamusal yapıya ait bir depo alanını şu anda çalışıyoruz."
"Saray ya da mabet mimarisi gibi bir yapı kalıntısını anımsatıyor"
Küplerin bulunduğu yapının farklı mimari özelliklere sahip olduğunu söyleyen Günel, "Ön Asya arkeolojisinde saray ya da mabet mimarisi gibi özel anlam taşıyan bir yapı kalıntısını anımsatıyor. Şimdilik başlangıçtayız. Alanda genişlediğimiz zaman daha net konuşabiliriz. Mimari açıdan farkındalığı olan bir işlevi var bu yapının, şimdilik kamusal yapı olarak tanımlayabiliriz." diye konuştu.
Önceki yıllarda yapılan kazılar sonucu Tepecik'in alet ve silah yapımında kullanılan obsidyen ve tarım ürünlerinde bir ticaret merkezi olduğunun ortaya çıkarıldığına işaret eden Günel, bu yıl bulunan küplerin de yerel yönetim kontrolünde bir depolama sistemi ve canlı bir tarım ekonomisine işaret ettiğini kaydetti.
Küplerdeki tahıl kalıntıları üzerine arkeobotanik çalışma yürütüleceğini belirten Günel, "Toprak analizleri bize Tepecik'te bu dönemde arpa ve buğdayın muhafaza edildiği neticesini verdi." ifadelerini kullandı.