Kilo almamak ya da kilo vermeye çalışırken açlığımızı bastırmak için tükettiğimiz light gıdalar gerçekten fayda sağlıyor mu? Meltem Tombul, diyetle ilgili hemen herkesin merak ettiği bu noktaya değindi.
AZ YİYİNCE ÇOK KİLO VERİLECEĞİNE İNANMAK
Çok düşük kalorili diyetleri uygulamak sağlıksızdır. Yetersiz enerji alımı nedeniyle metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Tüm vücut fonksiyonlarının çalışması için besinler yakıt gibi kullanılır, yakıtını kestiğiniz vücuttan alacağınız sonuçlar da sizi yarı yolda bırakır. Az yemek yediğinizde günlük karbonhidrat, protein ve yağ ihtiyacı tamamlanmaz böylece tartıda görülen eksi değerlerin çoğu maalesef kas kaybıdır. Kas grubunu yağı yakacak çalışanlar gibi düşünecek olursak, kaybettikçe yağ yakım elemanlarının sayısının azaldığını unutmayın.
Diyet ürünleri tüketmek
Kilo verme/sağlıklı beslenme kararı alındığında yapılan hataların başında diyet ürünlerini (light gıdalar) kullanmak gelir. Oldukça fazla çeşidi olan diyet gıdalar gerçekten zayıflamamıza yardımcı oluyor mu? “Hayır”. Diyet adı altında birçok ürün, aslında sağlıksız bir sürü madde içerir. Bu ürünlere invert şeker grubu yani şeker yerine glikoz şurubu, elma suyu konsantresi, yüksek fruktozlu mısır şurubu gibi sağlığımızı tehdit eden ve birçok kronik hastalık riskini artıran maddeler eklenir. Bu ürünleri diyet olduğunu düşündüğümüz için çok daha fazla tüketiyoruz. Oysa ürünlerin içine eklenen bu maddeler, vücutta insülin hormonunun daha fazla salgılanmasını sağlayarak (yeterli ve dengeli bir öğün olmadığı için) sık sık acıkmamıza neden oluyor. Bu durumda hem karnımız doymuyor hem de lezzet konusunda tatmin olmuyoruz.
Örneğin: 1 paket (50 gr) diyet bisküvi yerine 6 yemek kaşığı etli sebze yemeği+1 dilim ekmek veya 1 bardak bitki çayı ile 1 adet domatesli, peynirli tost (2 ince dilim tam buğday ekmeği+2 parmak kalınlığı peynir + domates) tüketilebilir.
Öte yandan bitkisel olduğu ve hızlı zayıflattığı iddia edilen bazı zayıflatma ürünlerinden de kesinlikle uzak durulmalıdır.
Önemli olan tüm günün beslenme düzenidir. Bireyin yaşam tarzı, mesleği (gece çalışan meslek grubu olabilir) vb. bilinmeden beslenme saatlerine dair keskin cümleler kullanılması doğru değildir.
Sabah aç karna içilen suya sirke ilave ettiğinizde sirkenin asit oranı yüksek olduğu için midenin Ph seviyesini bozar. Mide huzursuzluğu ve ağrısı başlatabilir. Tek başına hiçbir besin, sıvı veya karışım fazla yağlarınızdan kurtulmanıza destek olmaz. Fazla yemek kaçırdıktan sonraki günü aç geçirmek. Kaçamak yaptığınızda kendinizi aç bırakmak yerine; tabaktaki protein miktarını normalden biraz fazla tutup, lifli besinlere yer verip, bol hareket edip, bol su içerek fazlalıklar vücuda yer etmeden çıkarmaya çalışılmalıdır.
Yağ kasa, kas da yağa dönüşmez. Kas vücutta bulunan bir dokudur. Yağ ise bir maddedir. Yağlar yakılabilir, kaslar büyütülebilir. Beslenme ve egzersiz bu yolda kardeş gibidir. Biri yorulduğunda diğeri onun yükünü taşır, ikisini aynı anda devreye soktuğunuzda ise istediniz sonuçlar gelir. Kilo verirken sağlık durumunuz ve fazla kilonuzun izin verdiği ölçüde vücudunuzu zorlamadan bir aktivite mutlaka yapmalısınız.
Ekmeği kesmek
Çoğu insan kilo vermek için harekete geçtiğinde önce ekmeği hayatından çıkartmayı çözüm olarak görüyor. İşte tam da bu nedenle emek sarf edilip verilen kilolar yetersiz ve dengesiz beslenme ile kaybedildiği için kısa sürede geri alınıyor. Oysa hiç ekmek yememek günlük enerjimizin parçası olan karbonhidratları almanızın da önüne geçtiği için sağlıksız beslenmenize sebep olur.
Karbonhidratlar 2 gruba ayrılır;
BASİT: Kan şekerini çabuk yükseltir, tok tutmaz, kilo verirken istenilen grup değildir.
KOMPLEKS: Tok tutar, lif oranı yüksektir, sindirimi destekler ve sağlıklı karbonhidrat kısmıdır, sağlıklı olan bu grubun tüketimi desteklenir. Ekmeği kesme kısmında doğru olan; basit olarak bilinen grupta yer olan beyaz ekmek ve beyaz unla yapılan ürünleri hayatınızdan çıkarmanızdır. Beyaz ekmeğin yerine de sağlıklı grupta olan kompleks karbonhidrat grubundaki lif oranı daha yüksek olup tokluk veren tam tahıllı, tam buğday gibi ekmek türleri dahil etmektir.
Uygulanan tamamen yağsız diyetler, yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E ve K) emilimini engeller; bu vitaminlerin eksikliği ise bazı hastalıklara neden olur. Hormon metabolizmasının düzeninin bozulmaması için mutlaka belirli miktarda yağın tüketilmesi gerekir. Aynı zamanda yağ, tokluk sağlayan en önemli besin öğelerinden biridir. Dolayısıyla hiç yağ içermeyen bir diyette, günlük enerjinin sağlanması için çok daha fazla yemek gerekir. Özellikle omega 3 (balık, ceviz, keten tohumu), omega 6 (ayçiçek yağı, fındık yağı gibi bitkisel yağlar) ve omega 9 (zeytinyağı) sağlıklı beslenme programında dengeli bir şekilde mutlaka yer almalıdır.
Tek çeşit beslenmeye dayalı, çeşitli kürler içeren ve çok düşük kalorili diye her yerde gördüğümüz sağlıksız diyetleri uygulamak bedenimize verdiğimiz en büyük zararlardan biridir. Bu diyetlerde hızla kaybettiğimiz kilo, su ve kastan gider. Yani kilo verdiğimizi düşünüyoruz ancak bedenimiz bundan olumsuz etkilenir. Verilen birkaç kilo da aynı hızla geri alınır. Bu nedenle ağırlık kaybı programlarında, yağ dokularının azalması hedeflenmeli. Çünkü yağlardan veremediğimiz her kilo bedenimize geri dönmeye mahkum olur.