Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, canlı yayında değerlendirmelerde bulundu. Sinan Oğan'ın Cumhur İttifakı'nı desteklemesiyle ilgili konuşan Mansur Yavaş, 'Biz kendisiyle kararından önce görüştük. Seçimden sonra aradı
Son dakika: Cumhurbaşkanlığı seçimi için geri sayım sürüyor. 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci tur öncesinde siyasiler çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Habertürk'te soruları yanıtladı. Sinan Oğan'ın Cumhur İttifakı'nı desteklemesiyle ilgili dikkat çeken ifadeler kullanan Mansur Yavaş, seçmenin Ümit Özdağ'ı destekleyeceğini söyledi.
Mansur Yavaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
'İlk turda sonuç beklentilerimizin altında kaldı. Belki de Sinan Oğan Bey'e giden oyların da bu tarafa gidecek diye gördük. Mutlaka gittiğimiz mitingde onlar da bizi dinlemeye gelmişlerdir. Gidip gördüğümüz yerlerde ilk defa bu kadar kalabalık, genç ve kadın gördük. Onların hepsi bizi ümitlendirdi. Sonuç böyle çıktı. Millet ne derse o olur. İkinci tur için ümitsiz değiliz. Şimdi de ikinci turda eksikler nedir, nerelerde hatalar var, sandığa gelmeyenler nasıl getirebilir, sayın Oğan'a verilen oylar bu tarafa nasıl kanalize edilebilir. Nasıl yüzde 50'yi tekrar geçeriz hesabını yaptık. Ümitliyiz, yurt dışı oylarda artış oldu, yurt içinde de olacaktır. Stratejide bir hata mı var, bunların hepsi değerlendirildi.
Veri akışında sorun yaşanmadı. Şöyle karışıklık oldu, bizim açıkladığımızla YSK arasında şöyle bir fark var, elimize gelen veri YSK'nın açıkladığından çok daha fazlaydı. Başka bir aksaklık var mı yok mu, benim tespit ettiğim yok. Vatandaş sürekli olarak manipülasyon sebebiyle şüphe içinde Bu aslında maalesef bizim ayıbımız. Dünyanın neresinde seçim olursa olsun böyle sorunlar çıkmıyor. Türkiye'de çok oluyor. Bunun da sebebi, önceki yıllarda Anadolu Ajansı verileri açıklarken sürekli olarak rakiplerimiz önde oluyor. Etkisi ister istemez oluyor. Başa baş çıktığında sandık başındakiler daha motive çalışıyor. Sandıkların terk edilme ihtimali her zaman var.
Biz yaşamadık. Başkası yaşadıysa bilmiyorum. ANKA ajansına 'böyle gidecekseniz girmeyin' dendi. Biz 40 bin sandık açıklarken, ANKA ajansı daha az veri açıklayınca bizimle arasında problem olduğu söylendi. Gerekirse akışı keselim oraya dendi. Onun haricinde gerilim yaşanmadı.
Konya'ya gittiğimizde bayramlaşmak için CHP'ye de uğramıştık. Adayın bürosuna. Birisi geldi 'lütfen Ankara'ya iletin, beni camiden çıkardılar PKK'lısın diye' dedi. Şu anda 25 milyon insan terörle suçlanır pozisyonda. Seçim böyle olmamalıydı. Ben bunu gördüğüm için özellikle bütün mitinglerde açık bir şekilde hem bizim milli politikalarımız gerekliliğini, ordumuzun yaptığı savunma araçlarının hepsini sahiplendim. Açık açık Kandil'e de tavır koydum. Hiçbir yerde lafımı da çekmedim. Bana bugüne kadar hiç kimse müdahale etmedi. Gördüğümü söylüyorum.
HDP seçmeninin tümünü PKK'lılaştırırsanız yanlış olur. AK Parti, HDP'den seçilmiş belediye başkanı transfer etti. Kendilerine geçince birden vatansever mi oluyorlar. AK Parti iktidara geldiği ilk yıllarında yoğun bir şekilde Doğu'dan oy alıyordu. Hatta o zamanki HDP barajı aşamıyordu. Siz bu seçmeni niye kaybettiniz? Önce ona bakmalılar. Sıfır terörle aldınız. Şimdi geldiğiniz noktada ülke bölünecek diyorsunuz. 21 yıldır Kandil'i niye düzleyemediniz? Niye yok edemediniz?
Şehitlerin fotoğraflarını yayarak 'bunları nasıl unutuyorsunuz' diyorlar. Bunların sorumlusu hükümet değil mi? 77 tane terörist kaldı diyorsunuz. Şehit verdirmeyeceksiniz. Açılım döneminde valilere silahlara karışmayın dediniz, operasyonları durdurdunuz. Sonra bir sebeple vazgeçtik dediniz. Dolmabahçe'de insanlar masaya oturmuşken bitti bu iş dendi. Bunun da acısı 800 şehitle sonuçlandı. 800 şehidin fotoğrafını gösterip 'PKK'ya karşıyız' diyorsunuz. Her gittiğim yerde bunları söyledim.
Teröristleri affedecek güç Türkiye'de yok. Kendileri HDP'ye bakanlık verdiler. Ortada fol yok, yumurta yok, bakanlık vereceksiniz diyor. Meral Hanım 'HDP olursa ben olmam' dedi. Yine muhafazakar insanları korkuttular, 'bunlar gelirse şöyle olur böyle olur' diye. Şu anda Altılı Masa'da sosyal demokratı var, milliyetçisi var, muhafazakarı var. Milli güvenlik politikalarıyla ilgili siz Davutoğlu'nu başbakan yapmışsınız, Babacan bakanlık yapmış. Böyle insanların hata yapacağını düşünüyorsanız siz de görev verdiniz. Hatayı kendinizde arayın.
Türkiye ile ilgili herkesin bir hesabı var. Bugün ABD burnumuzun dibinde, Rusya da öyle. ABD, PKK YPG'yi silahlandırıyor. Onlardan hangisi PKK'nın işine geliyorsa ve o coğrafyada kalacaksa çok rahat onları konuşturuyor. Bunlar istihbaratçıların vereceği bilgiler. Kalkıp da 'biz geleceğiz, Öcalan'ı çıkaracağız.' Ne oluyor ya? Eli kanlı katillerin hiçbirisi çıkamaz diye her yerde söyledim. Sayın Akşener baştan HDP'ye açık tavır koymasına rağmen bu kadar devlet imkanları, televizyonlarla vatandaşın aklını çeldiler. Açlık, fakirlik, kiralar unutuldu. Mülteci sorunu bile çok az konuşuldu.
Ben ilk Çanakkale mitingimde söyledim. İHA'lar SİHA'lar Kandil'e bomba yağdıracak dedim. Bu kadar devletin ürettiği silahları ortaya çıkarmak, dünyanın gözü önüne koyup özelliklerinden bahsetmek kimsenin aklına gelmez. 1993 yılında milletvekillerine savunma sanayii ile ilgili kitapçık dağıtılmış. İçinde çok önemli bilgiler var. Kimse bunları siyasete alet etmemiş. Su üstü muhabere gemisi yapılmış Gölcük'te 1975 yılında. 1993 yılında yapımı başlayan İHA'lar var bu kitapta. Rahmetli Turgut Özal döneminde Savunma Sanayi Müsteşarlığı kurulmuş. Ayrıca uçak motoru yapılmış. Yıllardır bu geliştirilmiş. Bugün sokaklara çıktığımızda hükümetin propaganda aracı haline getiriliyor. Biz bunu yanlış buluyoruz. Savunma sanayinin geliştirilmesini durdurmak mümkün müdür? Dünyanın en stratejik ve karışık bölgesindeyiz. Bunların durma ihtimali hiç yok. Öyle bir siyasete alet edildi ki, sanki ağzınızı açtığınız zaman onların reklamını yapıyorsunuz. Ben 'daha iyilerini yapacağız, yapmak zorundayız' dedim. Aksini düşünmek akla zeval veren bir hadisedir.
Bu konuda çok haksızlık yapılıyor. Tekirdağ'daki olay da anlatıldığı gibi değil. Kabahati kendimizde arayacağız. Demek ki söylemlerimiz ikna edici olmamış. Biz orada bir toplantı yaptık. Herkese de şunu söylüyoruz. Bütün ülke ayağa kalktı, bizim başımıza gelseydi eminim ki sizde bize yardıma gelirdiniz diyoruz. Yapılanlar açıkçası yanlış. Düşüncesizlik yapıyorlar, öfkeye kapılıyorlar.
Karara şaşırdım. Sürekli olarak seçim sırasında o kadar ağır eleştiriler getirdi ki, sayın Erdoğan'a yönelik de. Bu sonuç alınır alınmaz Sinan Oğan ne yapacak dendiği zaman MHP'liler çok ağır demeçler verdi. Sayın Cumhurbaşkanı da kendisiyle ilgili ağır demeçler verdi. Bunların hepsi ortadayken oraya gitmesinin bir sebebi olması lazım. Onu da kendisi cevaplandırır. Biz kendisiyle kararından önce görüştük. Aradım kendisini. Önce bir yüz yüze geldik, dedim 'sayın genel başkanımızla yan yana getirmek istiyorum sizi' dedim. 'Tamam' dedi. Sonra 3 kişi yan yana geldik. Olumlu bir görüşme oldu. Kendisi açıkça Cumhur İttifakı'ndan da görüşmek isteyenler olduğunu söyledi. Biz 'tabii görüşün' dedik. Taraflar birbirini dinledi. Kendisi 'arkadaşlarımla görüşüp kararımı bildireceğim' dedi, öyle ayrıldık. Sonuç da bizi şaşırttı.
Sayın Özdağ'ın kararı ikinci tura olumlu etki eder. Sayın Sinan Oğan kamuoyuna çıkıp, 'Cumhur İttifakı'nı destekliyorum, siz de arkamdan gelin, destekleyin' demedi. Diyeceğini sanmıyorum. Çünkü kendisini destekleyenlerden müthiş öfke var. Sayın Özdağ parti olarak kabul edildiği takdirde gelir diye düşünüyorum. Zafer Partisi, başından beri hükümetin aleyhine çalışma yaptı. Göçmen politikasıyla ilgili itirazları vardı. Kamuoyunda yüzde 6-7'lere giden bir karşılık buldu. Zafer Partisi milletvekili çıkarsın, Hazine yardımı alsın diye net bir şekilde tavır koyan seçmenin sayın Özdağ'ı destekleyeceğini düşünüyorum.'