Bir dönemin ikonik kadın oyuncularından ve seks sembollerinden olan Marilyn Monroe'nun hayatını mercek altına alıyoruz.
Marilyn Monroe olarak tanıdığımız efsanevi aktris, Norma Jeane Mortensen adıyla 1 Haziran 1926'da doğdu.
1935 yılında Marilyn'in ilk kaldığı yetimhane olan Los Angeles Kimsesizler Yurdu, 1956'da yeniden inşa edilmiş olup; Hollygrove Kimsesizler Yurdu olarak halen hizmet vermektedir.
Marilyn, 1942 yılında aile dostlarının oğlu Jim Dougherty ile yetimhane hayatından kurtulmak için evlendi.
Jim Dougherty bu durumdan hiç memnun olmasa da, Marilyn kendisine 'babacık' anlamına gelen 'daddy' kelimesi ile hitap ederdi.
20th Century Fox tarafından ismi fazlasıyla uzun ve telaffuzu zor bulunduğundan dolayı, sahne ismi Marilyn Monroe olarak değiştirilmiştir. Marilyn isminden önceleri pek memnun olmayan hatta 'Marilyn nasıl yazılıyor onu bile bilmiyorum' dediği bilinen aktris, isminin Monroe kısmını annesinin kızlık soyadı olması nedeniyle kendisi seçmiştir.
Charles Stanley Gifford, Marilyn'in annesi tarafından babası olduğu iddia edilmiş kişidir. Ancak Gifford'un ailesi halen Marilyn Monroe ile hiçbir bağları olmadığını iddia ediyor.
Marilyn'in ilk filmi Şaşırtıcı Bayan Pilgrim olarak da bilinen 'The Shocking Miss Pilgrim'dir. Marilyn, bu filmde telefon operatörü olarak bir anlığına görünür.
Joe DiMaggio, Marilyn'in kariyerini onaylamıyor; eşinin çalışmamasını tercih ettiğini çok sık dile getiriyordu.
Yaz Bekarı olarak bilinen The Seven Year Itch filmindeki meşhur fan sahnesinin çekiminde sette o kadar fazla ışık vardı ki, Marilyn'in elbisesi vücudunu örtmekte yetersiz kaldı. Sete gelen eşi Joe DiMaggio bu duruma çok öfkelendi ve aynı akşam Marilyn'e şiddet uyguladı.
Joe DiMaggio ile 1 yıl bile sürmeyen evlilik yaşamı, Arthur Miller ile 6 yıl devam etmiştir.
Evin içinde çıplak dolaşması ile bilinen Marilyn, bir keresinde Frank Sinatra'nın arkadaşlarıyla poker oynadığı salona çırılçıplak girip; Sinatra'yı çileden çıkarmıştır.
Marilyn, yaşamı boyunca Los Angeles'tan kurtulup aşık olduğu tek şehir olan New York'a yerleşmeyi hayal etti. New York'ta bir süre yaşadıysa da, burası onun hep geçici evi olarak kaldı.
Psikiyatristi Doktor Ralph Greenson'un Marilyn'e koyduğu 'Paranoid Şizofreni Sınırında' Teşhisi, bugün de aktris için halen doğru kabul edilmektedir.
Nedeni Kennedy'lerle yakınlığına bağlansa da Marilyn Monroe, aile ile yakınlaşmasından uzun zaman önce FBI tarafından yakın takibe alınmıştı. Güçlü paranoyak hisleri sayesinde takip edildiğini erken fark eden Monroe, FBI ajanlarını atlatabilmesi ile övünürdü. Elbette, o zamanlar zaten hasta olan aktrise kimse inanmıyordu.
Oldukça yakınlaştığı Kennedy ailesini saplantı haline getiren Marilyn, John F. Kennedy'nin bir süre sonra kendisi ile görüşmek istememesi üzerine, telefonlarına çıkmamasına rağmen ısrarla Beyaz Saray'ı aramıştır.
Marilyn'in 4 Ağustos 1962'de gerçekleşen ölümünün nedenleri arasında intihar etmiş olabileceği, FBI'ın işin içinde olabileceği gibi pek çok iddia ortaya atılmış ancak günümüzde dahi erken ölümünün kesin sebebi bilinememektedir. 2006 yılında Bilgi Özgürlüğü Yasası ile İç Güvenlik olarak tanımlanmış Marilyn Monroe hakkında 97 tane belge daha açıklayan FBI'ın elinde halen açıklanmayan sayısız belge ve dosya bulunuyor.