Memur 1 Mayıs’ta Ek Zam Müjdesi Bekliyor

Türkiye Kamu-Sen Rize İl Başkanı Murat Köseoğlu’nun, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, ““İlkemiz önce ülkemiz” parolasıyla, devletimizin birliği ve bütünlüğü; milletimizin kardeşlik, huzur ve m

RİZE 1.05.2023 11:06:34 0
Memur 1 Mayıs’ta Ek Zam Müjdesi Bekliyor

Türkiye Kamu Sen Rize İl Başkanı Murat KÖSEOĞLU açıklamasında, “Başta memurlarımız olmak üzere bu ülkenin işçileri, işsizleri, emeklileri, yoksulları, kadınları ve gençleri için mücadele vermekteyiz. Türk milleti olarak barış içinde, özgürce yaşamak için, demokrasi için, ekmek için, daha güzel bir dünyada, insan onuruna yaraşır bir hayat için bu birlikteliği oluşturduk. En temel insani ve demokratik haklarımız için, sosyal adalet ve eşitlik için eylemler gerçekleştiriyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak mücadelemizin, Devletimizin kuruluş felsefesine uygun bir biçimde, muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için olduğunu özellikle vurgulamak isteriz. Bizler, emeğin en yüce değer, ekmek kavgasının kutsal olduğuna inanır, alın terini akıtıp, evine ekmek götürme telaşında olan çalışanlarımızın, hak ettiği saygıyı görmesi ve emeğinin karşılığını alması için mücadele yürütürüz. Bu doğrultuda sesimizin daha gür çıkması, sorunlarımızın gündeme getirilmesi ve çözüm yollarının bulunması konusunda 1 Mayıs’ın bizler için taşıdığı anlam ve değer son derece büyüktür1 dedi.

“Ülkenin toplam gelirinden herkesin adil miktarda pay alamaması gelir dağılımının bozulmasına, haksızlığa ve yersiz zenginleşmeye neden olmaktadır. Haksız kazanç ve yersiz zenginleşmenin sonucunda; açlık ve yoksulluk tehlikesiyle baş başa kalan ve çalıştığı halde geçimini sağlayamayan bir toplum ortaya çıkar. Hiçbirimiz çalıştığı, çabaladığı halde yoksul olmak istemeyiz. Kimsenin emeğinin heba olmasına göz yumamayız. Bu noktada ortak çıkarlarımızı korumak için bir araya gelerek, güç birliği yapmamız zorunlu hale gelir. Biz; sendikacılığı maaş pazarlığından çok, kamu çalışanlarının bütün haklarının korunup geliştirilmesi için daha geniş yelpazede mücadele etmenin bir aracı olarak görüyoruz. 1 Mayıs’ın emeğinden başka sermayesi olmayan çalışan, işsiz, yoksul, esnaf ve ev hanımlarının seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizi gerginliğe sürükleyerek, memurun, işçinin, emeklinin sorunlarını hasıraltı etme, gündemi saptırma amacı güdenler, çalışanlara ve sendikacılığa en büyük darbeyi vurmaktadır. 1 Mayıs’ı devletle hesaplaşmaya çevirmek, çalışanların örgütlü mücadelesini zayıflatarak, küresel saldırılar karşısında bizleri çaresiz bırakmak isteyenler bulunmaktadır. Gündemi çalışan sorunlarından saptırıp, bölücülüğün mihmandarlığını yapmaya soyunanlar vardır. Türkiye Kamu-Sen olarak 1 Mayıs’ın bölücülerin ve devletimizle hesaplaşma hayalinde olanların çirkin emellerine alet olmasına müsaade etmeyeceğiz. 1 Mayıs, bir hesaplaşma günü değil, çalışanların sorunlarının gündeme taşındığı ve çözümlerin arandığı gün olmalıdır. 1 Mayıs’ın, gerginliklerin yaşandığı bir gün olmaktan çıkarılıp, adına yakışır bir bayram havası içinde kutlanan, daha uzun bir zamana yayılan, tüm çalışanların sorunlarının gündeme taşındığı ve çözüme kavuşturulduğu bir süreç olmasını arzu etmekteyiz. Ancak bu şekilde 1 Mayıs tüm çalışanlar açısından daha anlamlı hale gelebilir, tüm sendikalar asgari müştereklerde, fikir birliği sağlayabilir. Bilhassa pandemi ile birlikte bütün dünyada artan enflasyon gerçeğiyle yüz yüze kalmış bulunmaktayız. Memur ve emeklilerimizin maaşları, hayat pahalılığı karşısında sürekli erimekte, alım gücü düşmektedir. Uzun zamandan beri memur ve emeklilerimize hedeflenen enflasyon rakamlarına göre zam yapılmakta ama hedefler tutmadığı için yıl içinde memur maaşları enflasyon karşısında erimektedir. Dönem sonlarında ödenen enflasyon farklarıyla geriye dönük olarak telafi sağlanmakta bu da maaşların enflasyon karşısında sürekli erimesi sonucunu doğurmaktadır. En düşük dereceli memur maaşı asgari ücret düzeyine kadar gerilemiş, yoksulluk sınırı ortalama memur maaşının 3 katına ulaşmıştır. Bu gerçekler ışığında enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması ve kamu çalışanlarımıza seyyanen ek zam yapılarak kayıplarının karşılanması zorunlu hale gelmiştir” dedi. Köseoğlu, '“Yakın bir zamanda yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri nedeniyle siyasi partiler ve adaylar çeşitli toplum kesimleri için vaatlerde bulunmakta, hükümetimiz toplumun geniş kesimlerine yönelik birtakım teşvik, iyileştirme ve zam kararları almaktadır. Bu süreçte gözardı edilen kesim, sayıları aileleriyle birlikte 25 milyonu bulan memur ve emeklilerimiz olmuştur. Asgari ücretli, işçi, çiftçi, dar ve sabit gelirli, esnaf, şirket sahibi ve iş dünyasına ilişkin müjdeler verilirken memurlarımız da ek zam müjdesi beklemektedir. “İnsan onuruna yaraşır iş” herkesin hakkıdır. İstihdamın korunması, geliştirilmesi ve işsizliğin önlenmesi, güvenli bir gelecek, huzurlu bir toplum oluşturulmasının olmazsa olmazıdır. Türkiye Kamu-Sen olarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününde insan onuruna yaraşır bir yaşam, adil bir gelir dağılımı, güvenceli bir çalışma hayatı istiyoruz. Esnek, güvencesiz, sözleşmeli personel istihdamına ve asıl işin taşeronlara yaptırılmasına karşıyız. Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, yüz binlerce çalışanımızın beklentilerinin karşılanması bakımından olumlu bir gelişme olarak Türkiye Kamu-Sen’in yıllardır dile getirdiği güvenceli istihdam konusunda ne denli haklı olduğunun yetkililerimiz nezdinde de kabul edilmesi anlamına gelmektedir. Ancak sözleşmeli personel istihdamına son verilmemiş olması, aynı yanlışta ısrar edilmesi, önümüzdeki dönemde de sorunların katlanarak gündeme geleceğini göstermektedir. Bu nedenle sözleşmeli ve güvencesiz istihdamın kamu personel rejiminden tamamen çıkarılması en doğru yaklaşım olacaktır ”dedi.


Anahtar Kelimeler: