MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Dünkü bozgunculuk bugün de vardır. Dünkü bölücülük bugün de misliyle tedavüldedir. Hatta dünkü gaflet, dünkü dalalet, dünkü hıyanet bir fazlasıyla bugüne yansımıştır. Tek eksik fiili işgalin
Bahçeli, partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen '14 Mayıs'ta Aziz Milletim Sıra Sende' temalı açık hava toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2018 yılından itibaren birçok felaketle mücadele ettiğine dikkati çekti.
Yangın, salgın hastalık, deprem ve sellere maruz kalındığını hatırlatan Bahçeli, 'Hamdolsun tüm felaketlere karşı inançla mukavemet gösterdik, hiçbirisine boyun eğmedik. Ülkemizin zora girmesine bıyık altından gülenlere, bu suretle ganimet avcılığına heves edenlere fırsat vermedik. Siyasi, ekonomik ve toplumsal kriz yolu gözleyenleri, bu kapsamda ayin yapanları hayal kırıklığına uğrattık.' diye konuştu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 2 ay 18 gün geçtiğine işaret eden Bahçeli, bu süre zarfında dünyada çok nadir görülecek bir seferberlik ruhuyla felaketin derin izlerinin hızla silindiğini dile getirdi.
Cumhur İttifakı olarak taraflarının Türkiye olduğunu söyleyen Bahçeli, 'Cumhur İttifakı'nın özü sağlam, sözü senettir, duruşu yerli ve millidir. Biz başkalarına benzemeyiz, başkaları gibi yerimizde saymayız. Boşa sallayıp dolu tutmanın peşinden hiç koşmayız. Yaptık mı adam gibi yaparız, milletimiz ne diyorsa onu söyler, onu savunuruz. Çünkü tarafımız Türkiye'dir. Çünkü tarafımız mazlum gönüllerdir.' diye konuştu.
- 'Ancak Kılıçdaroğlu bu alçak göreve taliptir, etnik ve mezhep kışkırtıcılığına soyunmuştur'
Bahçeli, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere değinerek sözlerine şöyle devam etti:
'14 Mayıs'tan sonra eser ve hizmet siyaseti kesintiye uğramamalıdır. Ülkemiz bir yol kazasına mahkum olmamalıdır. Yazılan dış menşeli karanlık senaryoda figüranlığa talip olan zillet partilerine Kastamonu'dan çığ gibi bir tepki gelmelidir. Dünkü bozgunculuk bugün de vardır. Dünkü bölücülük bugün de misliyle tedavüldedir. Hatta dünkü gaflet, dünkü dalalet, dünkü hıyanet bir fazlasıyla bugüne yansımıştır. Tek eksik fiili işgalin olmamasıdır. Ancak Kılıçdaroğlu bu alçak göreve taliptir, etnik ve mezhep kışkırtıcılığına soyunmuştur. Zira sonunun yaklaştığını anlamış, düştüğü denizde provokasyon yılanına sarılmıştır. İç barış ve huzur ortamını tahrip etmeyi can simidi olarak görmüştür. Terörist Demirtaş'ı ve Sorosçu Kavala'yı serbest bırakacağını küstahça açıklamıştır. PKK ile müzakere ve mütareke Kılıçdaroğlu'nun gündemindedir. HDP'nin kayyum partisi Yeşil Sol Parti, Kılıçdaroğlu ile yan yanadır. Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracağını, terörle mücadeleyi durduracağını, Türk askerini Irak ve Suriye'den çekeceğini açıklayan iç işgal cephesi Kılıçdaroğlu ile emel ve eylem birlikteliği içindedir.'
Millet İttifakı'nın İHA ve SİHA ile diğer yerli ve milli savunma sanayi ürünlerinden rahatsız olduğunu öne süren Bahçeli, 'Diyorlar ki, 14 Mayıs'tan sonra ABD'yi tatmin edeceğiz, Rusya'ya da Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu hatırlatacağız. Diyorlar ki, S-400 Hava Savunma Füze Sistemi'nin tehlikelerini bertaraf edeceğiz. Yani egemenlik haklarımızı, devletimizin onurunu ayağa düşüreceklerini vaat ediyorlar. 'Temiz para bulduk' yalanıyla aldatıyorlar, meğer uyuşturucu tacirlerinden tutun da tefecilere kadar düşüp kalkmadıkları mihrak neredeyse kalmamış. Ortada ne para var ne de parayı vermeyi aklından geçiren. Hep yalan, tam yalan, sürekli yalan, olay budur. Ne kadar histerik tip varsa, ne kadar güvenlik tehdidi ve kanun kaçağı zihniyet görülüyorsa CHP'nin, İYİ Partinin ve diğerlerinin dibindedir.' ifadelerini kullandı.
14 Mayıs'ın Türkiye için bir kırılma ve kavşak noktası olduğunu söyleyen Bahçeli, 'Sizler vereceğiniz oylarla Türk ve 'Türkiye Yüzyılı'nın sayfalarını açacaksınız. Sizler vereceğiniz her oyla istikrar ve istiklalimizi parlak bir istikbale taşıyacaksınız.' diye konuştu.
- 'Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu bayraksızların umududur'
Birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Emperyalizme esir düşmüş siyasetçiler bir masaya oturmuşlar ve karşımıza geçmişlerdir. Bunlar kimliğini kaybetmişler. Bunlar kökünden kopmuşlar. Bu yüzden zelil olup batmışlar, zillet olup çakılmışlar. Türkiye'yle hesabı olan kim varsa CHP'ye yoldaş, İYİ Partiye yandaştır. Terör örgütlerine bakınız, hepsi birden zillet ittifakının kanlı paydaşıdır. Yeminli Türkiye düşmanları zillet ittifakıyla sırdaştır. Hiç abartısız ifade etmek gerekirse, tehlike büyük, tehdit yakındır. Türkiye Cumhuriyeti'ne pusu kuranların eşkali bellidir. Medeniyet ve milletler mücadelesinde kaybetmemizi planlayanların alayı bilinmektedir. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu bayraksızların umududur. Bu zat Türkiye'yi içeriden teslim almak için görevlendirilen yabancı komiseridir. PKK, Kılıçdaroğlu'nun destekçisidir. FETÖ, Kılıçdaroğlu'nun can beraberidir. Kapitülasyon özlemi çekenler, IMF yolu gözleyenler, küresel soygun çeteleri, faizciler, rantçılar, karanlık lobiler, Türk ve İslam karşıtları Kılıçdaroğlu'nu kafese almışlar, kuklaya dönüştürmüşlerdir. 7+2 formatlı masa kumar masasıdır. Bunu bizzat İYİ Partinin başkanı itiraf etmiştir. Sonra dönüp masadan strateji gereği kalktıklarını söylemişlerdir. Neymiş, kazanamayacak adaylarını kazandırmak için bir oyun oynamışlar. Bunlar kumpasçı, bunlar düzenci, bunlar dümenci, bunlar dubaracı, bunlar güvensizdir ve bu zillet ittifakına Türkiye emanet edilemeyecektir.'
- 'Türkiye Cumhuriyeti milli, demokratik, sosyal ve üniter bir hukuk devletidir'
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 19 Nisan'da Kastamonu'da yaptığı 'Halk Buluşması' programı ile ilgili de konuşan Bahçeli, şunları kaydetti:
'19 Nisan 2023 tarihinde İstanbul'u yüz üstü bırakarak Kastamonu'ya gelen ve burada bir konuşma yapan Ekrem İmamoğlu 14 Mayıs'ta bir rejim değişikliği olacağını iddia etmiş. Dünyanın en büyük Türk kentine ihanet eden şahıs rejim nedir, sistem nedir daha bunu bilmeden, bilse de asıl anlamından saptırarak korkunç bir bühtana tevessül etmiştir. Yazıklar olsun diyorum, korsan ve kanunsuz mitingler yapan belediye başkanlarını, oy veren vatandaşlarımıza havale ediyor, bunların ahlaken koltuklarından düştüklerini buradan açıklıyorum. Türkiye Cumhuriyeti milli, demokratik, sosyal ve üniter bir hukuk devletidir. Rejimin adı 29 Ekim 1923 tarihinde konulmuştur. Türkiye'nin yönetim yapısı da 9 Temmuz 2018'den itibaren resmen uygulanmaya başlanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhuriyet’in 100'üncü yılıyla yeni yüzyılın muktedir ve muzaffer dönemleri arasında sapasağlam köprüdür.'
KAYNAK:AA