Marmaris’te yaşayan ve yaşadığı kalp krizi sonrası bitkisel hayata giren Ukraynalı Olha Soroka’ya bir destek de Engelli ve Aileleri Birliği Derneği’nden (ENABİRDER) geldi.
Ata Sevgi / Ajans Canka (MUĞLA İGFA Geçen yıl Mayıs ayında Marmaris’te bir Türk’le evlilik yapan 30 yaşındaki Olha Soroka, nikahtan 1 ay sonra ani yaşadığı kalp krizi sonrası, bir daha kendine gelemedi ve yaşamını bitkisel hayat diyebileceğimiz sürekli yatakta sürdürmek zorunda kaldı.
Olayı öğrenen Marmaris’te bulunan Ukrayna Kültür ve Dayanışma Derneği üyeleri, kendi aralarında yaptıkları dayanışma ile Olha’nın beslenme, tedavi ve ilaç ihtiyaçlarına destek olmaya başladılar. Kızının Marmaris’te zor şartlarda olduğunu öğrenen Olha’nın Ukrayna’daki annesi Oksana Nosenko apar topar Marmaris’e gelerek, kızının bakımını üstlendi.
Özellikle Ukraynalılar’ın sık sık dile getirdiği din, dil, ırk ayrımı gözetmeden İnsani Dayanışmayı vurgulayan, ”İnsan kanı dünyanın her yerinde Kırmızı akar.” tezi, Marmaris’te bir kez daha gerçek oldu.
Yaşamını 14 aydır yatakta sürdürmeye çalışan Olha’ya bir destek de merkezi Marmaris’te bulunan Engelli ve Aileleri Birliği Derneği’nden geldi. Ukrayna Kültür ve Dayanışma Derneği sözcüsü Svitlana Borovska ile iletişime geçen, ENABİRDER Genel Başkanı Tulgay Hasar ve yönetim kurulu üyeleri; Olha’nın ihtiyacı olan kimi ilaçları ve diğer ihtiyaçlarını temin ederek, aileyi evinde ziyaret edip teslim ettiler.
ENABİRDER Genel Başkanı Tulgay Hasar ziyaret sonrası verdiği bilgide; “Derneklerimiz farklı olabilir, engel durumlarımız farklı olabilir, ülkelerimiz farklı olabilir, önemli olan bu hassas konuda hem insanlık olarak hem de bir sivil toplum kuruluşu olarak bizim de en temel görevimiz olarak, destek olmaya çalışıyoruz. Ukraynalı kardeşimizin ailesine de büyük geçmiş olsun diyoruz. Çünkü engelli bireye bakmak, beraber yaşamak öyle basit bir şey değildir. Örnek bir engelli annesi var burada. Hem kızını bağrına basmış hem de onun tüm ihtiyaçlarını çekinmeden yorulmadan gece gündüz sahip çıkmaktadır. Biz de yasalar çerçevesinde destek olmaya; onların yanında olmaya, onların duymayan kulağı, yürümeyen ayağı olmaya devam edeceğiz.” dedi.