Bir kadının en heyecanlı dönemi olan gebelikte bazen ciddi hastalıklar tespit edilebiliyor. Rahim ağzı kanseri de en sık rastlanan hamilelik dönemi rahatsızlıklarından.
Rahim ağzındaki hücrelerde başlayan rahim ağzı kanseri, insan papilloma virüsü yani HPV sebebiyle ortaya çıkıyor. Vakaların yüzde 70'ini oluşturan skuamöz hücreli karsinom bu kanserin en yaygın türü.
Kadınları tehdit eden hastalık gebelik döneminde de gelişebiliyor. Hatta yapılan araştırmalara göre rahim ağzı kanseri gebelikte en sık teşhis edilen kanser. Kadınların yüzde 1-3'üne doğumdan sonra teşhis konuluyor.
Bir kadının rahim ağzı kanseri için maruz kaldığı tedaviler doğurganlığını etkileyebiliyor. Kanser, vücudun diğer bölgelerine yayılmadan önce erken yakalanırsa, rahim ağzının yalnızca kanserden etkilenen kısmını çıkarmak için gibi doğurganlığı koruyucu tedavi yaklaşımları var. Ancak kanser daha sonraki bir aşamada tespit edilirse, tedavi seçenekleri, doğurganlığı artık mümkün kılmayan kemoterapi ve radyasyon tedavisi ile birlikte rahim ve rahim ağzının çıkarılmasını içeriyor.
Bir kadın hamileliği sırasında rahim ağzı kanserine yakalanırsa, nadir durumlarda kanserin kendisi fetüsü etkileyebiliyor. Özellikle maruz kalınan tedaviler riski artırmada etkili.
Gebe bir kadında serviks kanseri tedavisi için tedavi seçenekleri ise, kanserin evresine ve ne zaman teşhis edildiğine bağlı. Genel olarak kemoterapi, cerrahi, radyoterapi, immünoterapi, hedefe yönelik tedavi gibi seçenekler kullanılıyor.
Peki hamilelik sırasında hangi belirtiler rahim ağzı kanserine karşı uyarmalı?
Uzmanlar rahim ağzı kanseri olan hamile kadınların sezaryenle doğum yapmasını tavsiye ediyor. İyileşme süresi yaklaşık altı hafta sürüyor.
Öte yandan kullanılan tedavi edici ilaçlar anne sütü yoluyla bebeği etkileyebileceğinden annelerin bu süreçte emzirmemesi gerekiyor.
