Oksidatif stres, vücudun tüm yapılarını etkileyen bir durumdur. Özellikle deriyi kaplayan epidermis, dış etkenlerle doğrudan temas halinde olduğundan sürekli olarak oksidatif strese maruz kalır. Cildin yüzeyinde ya da daha derin katmanlarında, serbest radikaller cilt yapılarının esnekliğinden büyük ölçüde sorumlu olan değerli kolajen dahil proteinlerin yenilenmesini engelleyebilir. Bu da ciltte erken yaşlanma, kırışıklıklar, ince çizgiler, matlık ve çeşitli cilt rahatsızlıklarına yol açabilir.
Oksidatif stresin belirtileri genel itibari ile şu şekildedir;
Vücudunuzda spor ya da inflamasyon yoluyla oluşan serbest radikaller, biyolojik sürecin önemli bir parçası olarak karşımıza çıkar. Vücudun kendini sağlıklı tutmasının bir yoludur. Ancak, ozon kirliliği, bazı pestisit ve temizleyiciler, sigara dumanı, sağlıksız beslenme, alkol ve kötü yaşam biçimi gibi etkenlerle artan serbest radikaller, vücuda zarar verme potansiyeline sahiptir.
Serbest radikallerden ve oksidatif stresten tamamen kaçınmak imkânsızdır. Oksidatif stresin vücut üzerindeki olumsuz etkilerinizi en indirmek için uygulanabilecek çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemlerin en önemli olanı, antioksidan seviyesini artırmak ve serbest radikal oluşumunu olabildiğince düşürmektir.
Serbest radikal üretimini ve oksidatif stresi tamamen ortadan kaldırmak imkansızdır. Ancak vücudunuzda oksidatif stresi ve zararlı etkilerini azaltmak için yapabileceğiniz önemli adımlar bulunmaktadır.
Oksidatif stresi azaltmanın en önemli yollarından biri beslenmedir. Sağlıklı bir diyetle yeterli miktarda antioksidan almanız mümkündür. Günlük olarak en az beş porsiyon taze meyve ve sebze tüketmek, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu antioksidanları karşılayabilir.
Aşağıdaki besinler antioksidan bakımından oldukça zengindir;