SAMSUN (AA) - İLYAS GÜN - Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Kadın Doğum Bölümü Tüp Bebek Merkezinde 13 yılda yaklaşık 15 bin bebek dünyaya geldi.
OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Davut Güven, AA muhabirine, merkezin 2010 yılından bu yana hizmet verdiğini söyledi.
Türkiye'deki tüm tüp bebek merkezlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenip belirli bir standart yakaladıktan sonra hizmet vermeye başladığına dikkati çeken Güven, "Tüp bebek merkezleri belirli bir kalitede hizmet vermek zorunda. Devlet denetiminde Karadeniz Bölgesi ve birçok ilden hastaya hizmet veriyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 15 bin tüp bebek yaptık burada ve çok başarılı, güzel sonuçlar elde ettik." diye konuştu.
İnfertilite (kısırlık) ile mücadelede tedavi yönteminin ilk zamanlar sadece spermle yumurtayı birleştirip embriyo oluşturup transfer etmek şeklinde olduğunu dile getiren Güven, teknolojiyle beraber tüp bebek tedavisinin geliştiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Annede ya da babada bir genetik kusur olduğunda bunu bertaraf edip, düzeltip çocuk sahibi olması için ailelere yardımcı oluyoruz. En önemli sorunlardan biri, sperm olmadığı durumlar. Merkezimizde sperm sorunlarını aşıyoruz. Merkezimiz Karadeniz Bölgesi için çok büyük şanstır. Tüp Bebek Merkezimiz çok kaliteli ve üst düzey hizmet veriyor."
- Kemoterapi gören hastaların spermi saklanıyor
Tüp Bebek Merkezi laboratuvar sorumlusu Prof. Dr. Bülent Ayas da laboratuvarda yumurta ve sperm topladıklarını, spermlerle yumurtaları birleştirdiklerini anlattı.
Gerekli durumlarda embriyoya biyopsi yapıp genetik analizini gerçekleştirdiklerini vurgulayan Ayas, "Kemoterapi hastaları oluyor, tüp bebek dışındaki hastalar. Bu hastaların spermlerini dondurma hizmeti verebiliyoruz, bunları saklıyoruz." dedi.
- "Hastalarımıza ümitlerini kaybetmemelerini tavsiye ediyoruz"
Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Zehra Özdemir ise merkeze başvuran hastaların genellikle umutsuz olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:
"Çok az umudu olan hastaların bile gebe kaldığı anları görebiliyoruz. Çok zor olarak gördüğümüz, yumurta hücresi çok az olan hastalarımız gebe kaldığında bunu başarabilmek bizim için daha büyük sevinç ve motivasyon oluyor. Hastalarımıza ümitlerini kaybetmemelerini, devamlı bu yolda mücadele etmelerini tavsiye ediyoruz. Biz de onların bu konuda hep yanlarında olmaya çalışıyoruz."