Tarih: 24.07.2023 11:20

Robert Oppenheimer hakkında duyulmamış gerçekler!

Facebook Twitter Linked-in

1. KARA DELİKLERİN VARLIĞINI İLERİ SÜREN İLK BİLİM İNSANIYDI

İnsanlık tarihini değiştiren bilim insanlarından birisi olan Robert Oppenheimer, kariyerin bir noktasında astrofizik ile ilgilenmiş ve keşfedilmemiş kozmiş nesneler üzerine makaleler yayımlamıştır. 1939 yılında o zamanki öğrencisi Hartland Snyder ile yayımlamış olduğu makale ilginç olduğu için oldukça ilgi gördü.

Oppenheimer, makalesinde uzayın derinliklerinde kütleçekim kuvveti, ürettiği enerji aşan ölü yıldızların olması gerektiğini savundu. Ancak makaleyi yayımladığı zaman göre araştırması sıra dışı ve çılgınca kabul edildiği için ilgi görmedi. Oppenheimer'ın 1939 yılında bahsettiği aslında günümüzün en önemli araştırma konularından birisi olan kara deliklerdi.


2. EİNSTEİN, OPPENHEİMER'A "BUDALA" DEDİ

Oppenheimer her ne kadar çarpıcı bir zekaya sahip olsa da, duygusal yönden olgunlaşmamış bir yapıya sahipti. Einstein ile arasındaki sürtüşme de kendi içerisinde verdiği münazaradan kaynaklıydı.

Amerika'da 1940'lı yıllarda yaşanan McCarthyciliğin (antikomunist kuşkuculuk) zirve yaptığı dönemlerde Oppenheimer, bu düşünceye destek vermeye başladı. 1930'lu yıllarda komünizme sempati duydu ve kendisine kalan 300 bin dolarlık mirası sol görüşlü gruplara bağışladı.

Oppenheimer'ın yaptığı bu davranış kendisine ağır baskı ve türlü soruşturmalar açılmasına neden oldu. Einstein ise Oppenheimer'a sorgulama ve yargılama sürecine gerek kalmadan isterse öylece çekip gidebileceğini söyledi.

Ancak Oppenheimer, açılan soruşturma ve yargılanmalara katlanacağını, mevcut politik durumun ancak içeriden değişebileceğini ve bu nedenle kalıp savaşacağını söyledi. Bunun üzerine Einstein, "O bir, budala!" ifadesini kullandı.


3. ÜNİVERSİTE ÖĞRETMENİNİ ZEHİRLEMEYE ÇALIŞTI

Robert Oppenheimer, Birleşik Krallık'taki Cavendish Laboratuvarında fizik doktorasını yaparken zor bir dönemden geçiyor ve depresyonla mücadele ediyordu. Bu yıllarda Patrick Maynard Stuart Blackkett, Oppenheimer'ın danışmanlığını yapıyordu ve öğrencisini laboratuvar çalışmaları için zorluyordu.

Oppenheimer'ın laboratuvarda karşılaştığı başarısızlıklar ile danışmanın onayını almaması onu son derece öfkelendirmişti ve bir keresinde bir elmaya zehirli kimyasal batırmış ve danışmanının masasına koymuştu.


4. DÖNEMİN ABD BAŞKANI HARRY S. TRUMAN, OPPENHEİMER'I "AĞLAK" BİR BİLİM İNSANI OLARAK SUÇLADI

Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atılmasının ardından Oppenheimer, olası bir ABD-Sovyetler Birliği nükleer savaşı hakkında endişelerini tartışmak için dönemin ABD Başkanı Harry S. Truman ile görüştü.

Görüşmede Truman, Sovyetler Birliği'nin asla bir atom bombası geliştiremeyeceğini söyledi ve Oppenheimer'in endişelerinin yersiz olduğunu ifade etti. Oppenheimer ise aynı görüşmede ABD başkanına ilginç bir itirafta bulundu "Sayın Başkan ellerimde kan var, hissediyorum" dedi.

Bu sözlerinden sonra ABD başkanı sinirlendi ve Oppenheimer ile bir daha görüşmek istemedi. Truman 1946 yılında Oppenheimer için "5-6 ay önce ofisime geldi ve zamanının çoğunu kıvranarak geçiren ağlak bir bilim insanı" ifadelerini kullandı.


5. ÖĞRENCİLERİ ONA TAKINTILIDI

Oppenheimer'ın öğrencileri üzerindeki etkisi bilimsel bir sınır değildi. Başarılı bir fizikçi olan Robert Oppenheimer, hitabet konusunda da çok etkiliydi. Konuşma sanatındaki ustalığı, ders verdiği öğrencileri oldukça fazlaydı. Hatta bazı öğrencileri Oppenheimer gibi giyiniyordu.


6. SANSKRİTÇE DAHİL 6 DİL BİLİYORDU

Robert Oppenheimer, Yunanca, Latince, Fransızca, Almanca, Hollandaca ve eski Hint dili Sanskritçe konuşabiliyordu.


7. 12 YAŞINDAYKEN JEOLOG SANILDIĞI İÇİN KONFERANSA KATILDI

Oppenheimer, 7 yaşından itibaren kristallere ilgi duymaya başladı. Kristallerin yapıları ve polarize ışıkları kendisini etkilediği için kristal mineralleri araştırdı ve yerel jeologlarla uzun yazışmalar gerçekleştirdi.

Oppenheimer'ın iletişimde olduğu jeologlar kendisinin 12 yaşında olduğunu bilmediği için konferansa davet etti. Böylece Oppenheimer henüz 12 yaşındayken New York Mineroloji Kulübünde bir kürsiye çıkarak konuşma yaptı.


8. TÜRK MATEMATİKÇİ VE TEORİK FİZİKÇİ FEZA GÜRSEY'E MEKTUP YAZDI

Feza Gürsey, 1971'den 1991'e kadar Yale Üniversitesi'nin Fizik Bölümü'nde görev yapmış bir bilim insanı. Gürsey, temel parçacık fiziği alanında yaptığı önemli katkılar nedeniyle 19 Ocak 1977'de Sheldon Glashow ile Oppenheimer Ödülü'ne layık görüldü.

Oppenheimer, Feza Gürsey'e yazdığı mektup ise şöyle;

"Sevgili Feza,T.D.’den gelecek sene burada bir yıl geçirebileceğinizi öğrendim. Umarım öyle de olur; sizden haber aldığımda meslektaşlarıma danışacağım ve olumlu düşüncelerimizi kağıda dökeceğiz. Bana göre en kısa zamanda tekrar gelmeniz çok doğru olur.

İkinize de en içten iyi dileklerimi sunuyorum,




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —