İkinci beyin olarak görülen bağırsakların sıhhati genel sağlık üzerinde oldukça etkili.
Pittsburg Üniversitesi'ndeki bulaşıcı hastalıklar konusunda uzman bilim adamlarının yaptığı yeni araştırma ise bağırsakların bir hastalıkla bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor. Çalışmaya göre, bağırsak sağlığını iyileştirmek, HIV'in AIDS'e ilerlemesini yavaşlatmanın anahtarı olabilir. Tedavilerin HIV enfeksiyonunun ilk hedefi olan bağırsağı iyileştirmeye odaklanması gerektiği öneriliyor.
HIV enfeksiyonu, virüsü çoğaltmak için "yardımcı T hücreleri" adı verilen bağışıklık hücrelerini yok etmesiyle biliniyor. Virüs, enfeksiyondan sonraki haftalar içinde bağırsaklardaki bağışıklık hücrelerinin çoğunu tüketerek bağırsak astarının hasar görmesine ve bağırsak florasının kan dolaşımına salınmasına neden oluyor. Bu yüzden hastalığı hızlı ilerleyen HIV'li bireyler, daha az sağlıklı bağırsak mikrobiyomları ve daha fazla bağırsak lezyonuna sahip.
HIV, kan ve korunmasız cinsel temas yoluyla bulaşan ve vücudun çeşitli dokularına yerleşebilen, ancak esas etkilerini bağışıklık sistemi üzerinde gösteren bir virüs. HIV virüsünün neden olduğu AIDS ise, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara ve kanserlere karşı savunmasız olduğu evre ve ölümcül. Ancak HIV pozitif olan her kişide AIDS oluşmuyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 37 milyon kişi HIV virüsü taşıyor. Sağlık Bakanlığı'nın 1985-2018 yılları arasında yaptığı araştırmaya göre ise, Türkiye'de HIV taşıyıcısı kişi sayısı 18.557 ve 1736 AIDS vakası mevcut. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu ise 30-34 ve 25-29.
İnsandan insana bulaşan virüs HIV-pozitif bireylerin kan, sperm, vajina salgısı ve anne sütünde bulunuyor. Yani hem kadın, hem de erkekten bulaşabiliyor.
Bulaşma durumu şu durumlarda ise mümkün değil.
HIV virüsünün bazı yaygın belirtileri var.
Ayrıca tedaviye başlanmadığında iki aydan kısa zamanda 7 ila 10 kg arasında kilo kaybı görülebilir.