Göz tansiyonu ile glokomun birbirine karıştırıldığının altını çizen Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, “Göz tansiyonu ile göz tansiyon hastalığı (glokom) birbirinden ayırt edilmelidir. Her göz tansiyonu yüksek olan hasta glokom mudur? Değildir. Hastalar göz doktoruna başvurmadığı sürece glokom olduklarından habersizdir. Glokom önlem alınmadığı taktirde geri dönülemez görme kayıplarına yol açabilmektedir.” şeklinde konuştu.
Genellikle belirti vermeden gizlice ilerleyen yaygın bir göz hastalığı olan glokom, tedavi edilmediğinde ciddi ve kalıcı görme kayıplarına sebep olabiliyor. Ancak çoğu insan glokom ve göz tansiyonunu birbirine karıştırıyor. Yavaş bir şekilde ilerleyerek önce görme alanında ve giderek görme keskinliğinde kalıcı bir azalma şeklinde kendini gösteren glokom veya halk arasındaki adıyla göz tansiyonu hastalığıyla ilgili açıklamada bulunan Göz Hastalıkları ve Retina Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, erken tanının ve tedavinin önemini vurgulayarak hastalıkla ilgili doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi.
Glokomun göz sinirini tahrip eden ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir hastalık olduğunun altını çizen ve ömür boyu takibinin yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, “Gözümüzde beyin ve göz arasındaki iletişimi sağlayan göz sinirimiz bulunmaktadır. Baktığımız objeden gelen ışık göze girer ve retinadaki ışık algılayan özel hücreler tarafından algılanır. Göz siniri ve devamındaki sinir ağı bu verileri beynimizin arkasında bulunan görme merkezimize taşır. Görüntü burada oluşur. Glokom, görme sinirinde hasar oluşturan, ilk dönemlerde hastanın çevredeki görmesini bozan, giderek merkez görmeyi etkileyen; son döneminde ise körlüğe yol açabilen bir görme siniri hastalığıdır.” dedi.
Göz tansiyonu ile göz tansiyon hastalığı yani glokomun birbirine karıştırılmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, “Göz içi basıncı normal değeri 10 ile 21 mm civa basıncı arasında kabul edilmektedir. Göz içi basıncı, gözün içinde üretilen ve adına ‘aköz hümör’ dediğimiz sıvı ile oluşur. Göz içindeki bu sıvının yapımı ile gözün dışına çıkışı arasında bir denge bulunmaktadır. Bu denge sayesinde gözün içinde stabil bir basınç oluşur ve bu basınç göz küresine formunu verir, dokuları besler ve dış etkenlerden korunmasını sağlar. Göz tansiyonu ile göz tansiyon hastalığı (glokom) birbirinden ayırt edilmelidir. Her göz tansiyonu yüksek olan hasta glokom mudur? Değildir. Glokom dediğimizde, göz içi sıvısının yeteri kadar dışa çıkamaması sonucu göz içinde birikmesi, basıncın artışı ve görme siniri üzerinde hasarın başlamasını anlıyoruz. Göz tansiyonunun yüksek olması glokom riskini artırır ve görme sinirinde hasara neden olup olmadığı ileri tetkiklerle incelenmelidir. Dolayısıyla sadece göz tansiyonunu ölçtürmek glokomu tespit etmek için yeterli değildir. Özetle, göz tansiyonunun yüksek olması glokom hastalığı için bir risk faktörüdür.” ifadelerini kullandı.
Göz içi sıvısının yapımı ile gözden dışa akımı hızları arasında bir denge bulunduğunu belirten Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, “Göz içi sıvısının göz dışına çıkışında bir engel oluşması halinde sıvı göz içinde birikmeye başlamaktadır. Ortaya çıkan basınç, göz içindeki en önemli yapılardan ışık algılayan hücrelerinin ve görme sinirinin üzerinde baskı oluşturur. Yüksek basınç uzun süreyle devam ettiğinde ise görme sinirinin göz içerisindeki bölümünde glokoma bağlı hasarı başlar. Ailesinde göz tansiyonu hikayesi olan bireylerin glokom riskinin 7 ile 10 kat arttığını biliyoruz. 40 yaş üstü kişilerde daha sık karşılaştığımız glokomun oluşma riskini artıran diğer faktörler, yüksek miyopinin olması, özellikle kontrolsüz kullanılan ve göz tansiyonunda artışa sebep olan kortizonlu ilaç ve damlalar, kontrolsüz giden diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar, sigara kullanımı, göz travmaları, göz içi uzun süreli iltihaplardır. Kornea kalınlığının ince olması da bir diğer risk faktörüdür. Glokomun belirli bir yaştan sonra sıklığının arttığı doğrudur ancak bu daha erken yaşlarda glokom olmayacağı anlamı taşımaz. Günümüzde rutin kontroller ve ileri tanı yöntemleriyle kişi daha görme bozukluğu yaşamadan ya da görmede yaşanan bozukluk ilerlemeden, glokomun ciddiyetini çok önceden tespit edebiliyoruz. Dolayısıyla glokom konusunda şikayetinizin olmasa bile rutin takip ve tetkikleri aksatmamak büyük önem taşıyor.” şeklinde konuştu.