Genetik, çevresel faktörler ve stres sebebiyle yaşanan saç ağarması, takviyelerle önlenebilir mi? Yapılan araştırmalara göre içinde birçok vitamin bulunan bu ürünler bilim insanları için yeterli değil.
Saçların beyazlaması insan varoluşunun doğal bir ilerlemesi ve yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası. Ancak bir kişinin saçının ne kadar hızlı beyazlaşmaya başlayacağı, altta yatan sağlık durumu, bazı ilaçların kullanımı, vitamin ve minerallerdeki eksiklikler gibi bu gelişimi etkileyebilecek çeşitli faktörlere bağlı olabiliyor.
Dermatolog olan Jonathan Zippin'e göre, bir kişinin saçının ne kadar çabuk ağaracağı aynı zamanda genetiği tarafından da belirlenebilir. Örneğin, bir kişinin ebeveynleri saçlarının çok erken ağardığını gördüyse, kendisinin de benzer bir şey yaşaması muhtemel.
Uzmanlar beyaz saçın bazı nedenlerini çözmüş olsalar da bunu yavaşlatmanın veya önlemenin etkili yollarını hâlâ bilmiyorlar.
Beyaz saç bazı durumlarda yaşlanma sırasında vücutta meydana gelen kimyasal süreçlerin bir sonucudur. Kişi yaşlandıkça vücutta bulunan katalaz adı verilen bir enzimin etkinliği azalma eğilimi gösterir. Bu enzim vücudun hidrojen peroksit seviyelerini kontrol eder. Vücut yaşlandıkça daha fazla hidrojen peroksit üretme eğilimi gösterir, bu da katalazın eskisi kadar verimli çalışmadığı anlamına gelir.
Dermatolog Michele Green'e göre hidrojen peroksit seviyesi arttıkça melanin baskılanıyor ve pigmentasyon azalıyor. Basit bir ifadeyle saça rengini veren melanin sentezi için yapılan işlem bozuluyor ve yeterli miktarda melanin sağlanamayan saç rengini kaybederek griye dönüyor.
Ancak saçların beyazlamasına neden olan tek faktör bu doğal süreç değil. Genetik, belirli sağlık koşulları, cilt tipi, stres seviyeleri ve diyet, kişinin saçının ne kadar çabuk beyazlamaya başlayacağını belirleyen faktörler.
Saçların beyazlama oranını azaltmayı vaat eden birçok takviye var. "Anti-Gray" takviyeleri olarak bilinen bu ürünlerin üreticileri, takviyelerinin saç pigmentasyonunu, yani rengini eski haline getirebileceğini ve grileşme oranını azaltabileceğini belirtiyor. Bu ürünlerin çoğu B6 vitamini, B5 vitamini, Kataliz, Bakır, Paraaminobenzoik asit (PABA), L-tirozin, Biyotin, Çinko ve Selenyum içeriyor.
Aralarında biyotin, çinko, bakır, prion ve B6 vitamininin de bulunduğu bileşenlerden bazılarının saç sağlığı ve büyümesi için önemli olduğu düşünülüyor.
L-tirozin ve katalaz gibi bileşenler, saç renginin bozulmasını önleme ve melanin üretimini artırma aracı olarak formülasyonlara dahil ediliyor.
Selenyum ve B5 vitamini ise antioksidan ve saçların beyazlamasına neden olan oksidatif stresin önlenmesine yardımcı oluyor. Ancak bu bileşenlerin de gri saçların büyümesini engellediğini kanıtlayan hiçbir çalışma yok.
Bilim adamları, tüm bu anlatılanlardan yola çıkarak Anti-Gray takviyelerinin gerçekten yaratıldıkları amaç için işe yaradığını gösteren hiçbir klinik veri ve kanıt olmadığı sonucuna vardı. Bu nedenle, somut veriler elde edilene kadar uzmanlar, bunları tüketiciden satın almanın anlamsız olduğunu belirtiyor.
